21. Hukuk Dairesi 2016/3736 E. , 2017/6425 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, 28.06.2012 tarihli iş kazası sonucu sigortalının sürekli maluliyeti nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 52.642,00 TL maddi ve 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının, davalı şirkette kamyon şoförü olarak çalıştığı, olay günü iş kazası geçirerek %9,2 oranında malul kaldığı, iş kazasını gerçekleşmesinde davacının %20 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, hesap bilirkişi raporunda asgari ücretin 3,38 katı olarak tespit edilen ücret üzerinden yapılan hesap neticesinde davacının maddi tazminat alacağının 52.642,59 TL olarak hesap edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İş kazası sonucu maluliyete dayalı destek tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Somut olayda, davacının kamyon şoförü olarak çalıştığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık davacının ücretinin tespiti noktasındadır. Hesap bilirkişi tarafından ... tarafından tespit edilen prime esas kazanca re’sen hesap edilen pansiyon ve yemek ücretleri eklenmek suretiyle asgari ücretin 3,38 katı üzerinden hesap yapılmış ise de; davacının ... tahkikatı sırasında vermiş olduğu beyanında ücretinin 1.300 TL olduğunu beyan etmiş olması karşısında, asgari ücretin katının davacının beyanını geçmemek üzere hesap edilmesi gerekirken; fazla ücret üzerinden yapılan hesabın hükme esas alınması hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, hesaba esas ücretinin tespitinde davacının ... tahkikatı sırasında verniş olduğu beyanında belirttiği 1.300 TL ücreti esas alarak yapılacak hesabı hükme esas almaktan ibarettir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 18.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.