2. Hukuk Dairesi 2016/2053 E. , 2017/6772 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece, davacının dava dilekçesinde beyan edip, dinlenilmesinden açıkça vazgeçmediği tanık ... dinlenilmeden davacının davasının reddine karar verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 241. maddesi "mahkeme, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edindiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir" hükmünü düzenlemiş, maddenin gerekçesinde de "....davayı uzatma niyetiyle hareket etmek isteyen tarafın bu konudaki çabalarını önleme yolunda, mahkemeye tanınmış bir imkan... taraflarca tanık listesinde gösterilen tanıklardan bir kısmının dinlenmesiyle yeterli derecede sonuç alınmış ise diğerlerinin dinlenmesinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilebilecektir." denilmiştir. Mahkemece tanık ..."e çıkartılan davetiyenin, tanığın adreste tanınmadığından iade edilmesi sebebi ile 26.10.2015 tarihli celsede davacı asile gelecek celsede tanığı hazır etmesi aksi takdirde bildirdiği tanığın dinlenmesinden vazgeçmiş sayılacağına ilişkin ara karar verilmiş ve bir sonraki celsede de bu hususta karar verilmeden, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı asilin tanığı duruşmaya getirme yükümlülüğü yoktur. Davacının bu tanığın dinlenmesinden vazgeçtiğine ilişkin bir beyanda bulunmamıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 241. maddesinin amacı, gerekçesinde de belirtildiği üzere kanıtlanan hususlar ile ilgili davanın gereksiz uzamasının önlenmesidir. Adı geçen tanığın dinlenecekleri vakıalar hakkında bir sınırlama yapılmadığı ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 241. maddesi koşullarının gerçekleşmediği dikkate alınarak, davacı kadının dinlenmeyen tanığının dinlenerek, tüm deliller birlikte değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeden, davacı tarafın iddiasını kanıtlama hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re"sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın ve ortak çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.06.2017 (Pzt.)