23. Hukuk Dairesi 2015/8479 E. , 2016/4835 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
ASIL DAVADA DAVACI-KARŞI DAVADA
ASIL DAVADA DAVALI-KARŞI DAVADA
Taraflar arasındaki asıl ve karşı eletmanın önlenmesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili Av. ... vekili .... ile asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili .... gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı kooperatif vekili, müvekkili kooperatif ortağı olan davalının,kur"ada kendisine düşen (1) no"lu bağımsız bölüm yerine, müvekkili tarafından örnek daire olarak yaptırılan bitişiğindeki bağımsız bölüme oturduğunu ve bu yeri haksız yere işgal ettiğini öne sürerek, konuta vaki müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı davada davacı ... vekili, müvekkilinin kur"ada kendisine isabet eden (1) no"lu bağımsız bölümü, diğer ortaklar gibi kaba inşaat halinde teslim alarak tamamladığını, esasen kendisine ikiz değil, bağımsız dubleks daire verilecek olması nedeniyle, şerefiye parası da ödediğini, ancak bağımsız dubleks vermeyen kooperatifin, 19 konut yapması gerekirken, müvekkilinin konutunun bitişiğine ve bahçesinin bir bölümüne de müdahale ederek, 20. daire olan kaçak ve ruhsatsız konutu inşa ettiğini, şikayet üzerine bu konutun belediyece kısmen yıkıldığını, dolayısıyla oturduğu daireye haksız bir müdahalesi olmadığını, aksine kooperatifin müvekkili arsasına yaptığı kaçak konutla müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, vaki müdahalesinin önlenmesine, sözleşme gereği müstakil bina teslimine, bunun mümkün olmaması halinde aynı mevkide bulunan müstakil bina ile ikiz bina arasındaki fiat farkı olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL nin karşı davalı kooperatiften tahsiline dair karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahallinde keşif icra edilmiş, alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafın halen oturduğu konutun, bitişiğindeki iskanlı kat irtifaklı 1 no"lu bağımsız bölüme zarar vermeden yıkılmasının mümkün olmadığı, her iki binanın da yıkılarak davacıya teslim edilmesi gereken müstakil binanın mal olacağı bedelin tespiti yapılmış, davacının halen oturduğu konuta haksız bir müdahalesi olmadığı gerekçesiyle davacı, karşı davalı tarafın el atmanın önlenmesi istemine ilişkin davasının reddine karar verilmiştir. Karşı dava yönünden ise bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle karşı davacı tarafın davasının dava dilekçesinde belirtildiği şekilde 1.000,00 TL olarak kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili temyiz etmiştir.
../..
S.2.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle mahkemece hüküm altına alınan tutarın davalı- karşı davacının talep ettiği müstakil konut bedeline ilişkin olup, bozmadan sonra ıslahın kabul edilmemesi nedeni ile bu miktara hükmedilmiş olmasına ve bakiyesinin ek dava ile talep edilebileceğinin tabii bulunmasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl davada davacı-karşı davada davalı yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı-karşı davada davacıdan alınarak asıl davada davacı-karşı davada davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.