11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3124 Karar No: 2018/3949 Karar Tarihi: 26.04.2018
Mühür bozma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3124 Esas 2018/3949 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/3124 E. , 2018/3949 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanığın iş yerinde, zabıta memurlarınca yapılan 16.02.2007 tarihli kontrolde, ruhsatsız kahvehane işletmesi nedeniyle 20.12.2006 tarihli "iş yeri kapatma uygulama zabıt varakası" ile kayıt altına alınan mührün kırılarak faaliyete devam edildiğinin tespit edilmesi nedeniyle, sanık hakkında mühür bozma suçundan açılan kamu davasında; sanığın adli sicil kaydında yer alan Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.02.2008 tarih ve 2007/159 Esas, 2008/79 Karar sayılı ilamının UYAP sistemi üzerinden çıkartılan karar örneğinin içeriğinden, sicil kaydında yer alan bu ilamın da 20.12.2006 tarihli aynı mühürleme tutanağına dayandığının anlaşılması karşısında; mühür bozma suçlarında sanık hakkında düzenlenen aynı mühür bozma tutanağından dolayı birden çok dava açılmış ise davanın mükerrer açıldığının kabulünün gerekeceği, ancak aynı sanık hakkında aynı yere ilişkin birden çok mühür bozma tutanağı düzenlenmiş ise, hukuki kesinti iddianame tarihi itibariyle oluşacağından, bu tarihten önce düzenlenen birden fazla mühür bozma eylemi varsa zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekeceği, zincirleme suç ilişkisi içindeki eylemlerden bazılarının kesinleşmiş mahkumiyet hükmüne konu olmasının diğer eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, bu kapsamda sonradan sübutu kabul edilen eylemler nedeniyle zincirleme suç hükümleri uygulanacağından; dosya arasında aynı yere ilişkin 19.12.2006, 10.01.2007 ve 16.02.2007 tarihli başkaca tutanakların da bulunması ve sanığın adli sicil kaydında da benzer suçlara ilişkin kayıtların olduğunun anlaşılması karşısında; mükerrer yargılamanın önlenmesi ve zincirleme suç koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenebilmesi bakımından, sanığın adli sicil kaydındaki kararlara konu dosyalar ile yukarıda bahsedilen tutanaklara ilişkin dava açılmış ise bu tutanaklara ilişkin dava dosyaları ve aynı yere ilişkin açılan başkaca davalar var ise bu dosyaların da getirtilerek incelenmesi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığı tartışılarak, kesinleşmiş hükmün zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/03/2016 tarih, 2014/847 Esas ve 2016/128 Karar sayılı ilamın da belirtildiği üzere tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik inceleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Kabule göre ise; a-Sanık hakkındaki 24.07.2007 tarihli 3000-TL adli para cezasına dair 2007/277 Esas, 2007/777 Karar sayılı önceki mahkumiyet kararına yönelik aleyhe temyiz bulunmadığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gereğince adli para cezasına dair hükmün sanık lehine kazanılmış hak teşkil ettiğinin gözetilmemesi, b-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş; sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.