16. Hukuk Dairesi 2016/13975 E. , 2019/8613 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ...Köyü çalışma alanında bulunan 123 ada 7 ve 15 parsel sayılı 149.976,00 ve 4.400,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan; 123 ada 7 parsel sayılı taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, 123 ada 15 parsel sayılı taşınmaz ise 1996 yılında ... tarafından sürülmekle beraber tespit tarihine kadar iktisap koşulları gerçekleşmediğinden bahisle Hazine adına ve tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., 123 ada 7 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü ile 123 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tamamı hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesinde düzenlenen belgesiz zilyetlik yolu ile kazanılabilecek miktarın aşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; Tapu Müdürlüğünün cevabi yazısında, davacı adına belgesizden tescil edildiği belirtilen taşınmazlar belirlenerek bu taşınmazların kadastro tutanakları getirtilmek suretiyle belgesiz zilyetlik yolu ile edinilip edinilmediği değerlendirilmemiş; Tapu Müdürlüğü tarafından davacı adına belgesizden edinilen taşınmaz miktarı 90.162,00 metrekare olarak belirtildiği ve taşınmazların sulu ya da kuru arazi olup olmadıkları araştırılmadığı halde, fen bilirkişisinin, sulu-kuru oranına göre değerlendirme yapıldığında edinimin 123.465 metrekareye tekabül ettiği ve dolayısı ile belgesizden edinilebilecek miktar aşıldığı şeklindeki ek raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Mahkemece bu yönden yapılan araştırma yöntemine uygun bulunmadığı gibi, mahkemece işin esasına yönelik olarak yapılan araştırma ve inceleme de yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, ziraat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor, çekişmeli taşınmazların niteliğini ve üzerinde sürdürüldüğü belirtilen zilyetliğin süresini belirleme yönünden yetersiz olduğu gibi; anılan raporda çekişmeli taşınmazların 123 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kalan kısmından ve diğer komşu parsellerden ne şekilde ayrıldığı, aralarında bitki örtüsü ve diğer yönlerden bir fark bulunup bulunmadığı mukayese edilmemiş, taşınmazların panaromik fotoğrafları rapora eklenmemiş, soyut beyanlara ve yetersiz bilirkişi beyanlarına göre karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, öncelikle davacı adına aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yolu ile edinilen taşınmazların hangi taşınmazlar olduğu Tapu Müdürlüğünden sorularak bu taşınmazların kadastro tespit tutanakları bu yerden, dava konusu taşınmazlara ait tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ise Harita Genel Komutanlığı"dan getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi, ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı; yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazların imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluşması halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, çekişmeli taşınmazların eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, zirai durumunu, imar-ihyaya konu olup olmadıklarını, olmuş iseler imar-ihyaya konu olmaya başladıkları ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu taşınmazlarla mukayeseli değerlendirmeyi içerir rapor alınmalı; taşınmazlar ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip, üzerine taşınmazların sınırlarının işaretlenilmesi istenmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi yaptırılarak, taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmazların üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; fen bilirkişisine ise, keşfi izlemeye ve bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli rapor düzenlettirilmeli, yapılan araştırma ve inceleme sonucunda tespit tarihine kadar davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiğinin belirlenmesi halinde, davacı adına belgesizden tespit ve tescil edilen taşınmazların nitelikleri de (sulu/kuru) kesin olarak belirlenmek suretiyle Kadastro Kanunu’nun 14. maddesindeki miktar sınırlamaları dikkate alınarak, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.