13. Hukuk Dairesi 2016/22190 E. , 2019/3546 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı banka; ... T.A.Ş ile davalı arasında 10.04.2014 tarihli 11.000 TL tutarlı kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı borçluya vadesinde ödenmeyen borçların ödenmesi için 03.12.2014 tarihli ihtarname gönderilmesine rağmen ödeme yapmadığı için hakkında İzmir 19.İcra Müdürlüğünün 2015/8255 E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, borçlunun borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibi durdurduğu, davalı borçlunun yaptığı itirazın sözleşmeye ve mevzuata aykırı olduğu, itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli itirazından ötürü alacağın %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul - kısmen reddi ile; İzmir 19.İcra Müdürlüğünün 2015/8255 E. Sayılı icra takip dosyasında davalı tüketicinin vaki itirazının kısmen iptali ile, takibin 8.967,41 TL asıl alacak, 908,39 TL işlemiş faiz, 48,88 TL BSMV, 4,13 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 9.928,81 TL üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa %15,36 temerrüt faizi uygulanmasına, asıl alacak olan 8.967,41 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, davacı banka tarafından davalı aleyhine İzmir 19.İcra Müdürlüğünün 2015/8255 E. sayılı dosyasında 26.05.2015 tarihinde başlatılan 9.054,95 TL asıl alacak, 977,56 TL işlemiş akdi faizi, BSMV ve ihtar masrafı olmak üzere toplam 10.085,52 TL başlatılan icra takibine, davalı borçlunun süresinde itiraz etmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, borcun hesaplanması için 16/03/2016 tarihli bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi raporunda davacı bankanın 03.12.2014 tarihi itibariyle hesabı kat ederek, davalıya borcunu ödemesi için ihtarname keşide edilmiş olduğu belirtilmekle birlikte dosya içeriğinde bu ihtarnamenin tebliğ tarihinin belgelendirilmediğinin belirlenmiş olmasına rağmen hesap kat ihtarnamesi gönderilmiş ve tebliğ edilmiş gibi hesaplama yapılmış ve mahkemece de söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanunun 10/3. maddesinde “… Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre, davacı banka tarafından davalıya yapılmış usulüne uygun bir muacceliyet ihtarı bulunmadığına göre, bu ihtar varmışçasına hesaplama yapılarak takip başlatılamaz ve ihtarname varmışçasına hesaplama yapan bilirkişinin raporu hükme esas alınamaz. Davacı banka ancak davalı borçlunun takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte takip yapma hakkına sahiptir. O halde, mahkemece, davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak ek rapor alınıp belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.