11. Hukuk Dairesi 2016/7848 E. , 2018/4448 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/12/2015 tarih ve 2007/174-2015/733 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20/02/2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalılardan asil ... ve vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ...Şubesinde hatalı işlemler yapıldığını, bu işlemlerde kimlik tespiti ve şüpheli işlem bildirimine ilişkin mevzuat hükümlerine uyulmadığını, yapılan işlemlere ilişkin fişlerdeki açıklamaların sistem üzerinde gerçeğe aykırı şekilde değiştirildiğini, tüm bu nedenlerle davacı banka lehine vergi cezası tahakkuk ettirildiğini cezaları ödemek zorunda kalan bankanın zarara uğradığını, davalının bankanın genel müdürü olması nedeniyle zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 13.805.489,45 TL"nin 27/02/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının aktif dava ehliyetinin olmadığını, müvekkilinin kanuna aykırı ve kusurlu işleminin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu zararı oluşturan işlemlerin şube işlemi niteliğinde olduğu, davalının zarar oluşturan işlemlere doğrudan yada dolaylı yönden iştirakinin ve müdahalesinin saptanamadığı, zarar doğuran işlemlerin münhasıran şube işlemi olması nedeniyle genel müdür olan davalının sorumluluğunun işlemlerin doğrudan davalının bilgisi ve/veya talimatı ile gerçekleştirilmesi yahut işlemlerin gerçekleşmesi sırasında herhangi bir biçimde davalının bu usulsüz işlemlere vakıf olması (müfettiş raporları, şikayet, ihbar...vs), buna rağmen kayıtsız kalması, bu şekilde zararın gerçekleşmesi veya artmasına sebep olması hallerinde söz konusu olacağı, ancak bu yönde somut bir iddia ve delilin bulunmadığı, gerçekleşen zarardan davalının sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz eden davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 11/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.