20. Hukuk Dairesi 2016/9551 E. , 2018/5639 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 10/04/2012 harç tarihli dava dilekçesi ile tamamı ...... Vatandaşı olan davacıların ...... kızı ...... Zetya"nın mirasçılarının bir kısmı olduğunu, 38/2 numaralı ...... Müdevvere defterine göre müvekkilinin miras bırakanı ...... Zetya adına kayıtlı bulunan sayfa 99, sıra 988 numaralarında kayıtlı 24 kapı nolu 70,20 m2 miktarı taşınmazın ...... ...... mahallesi, ...... mevkii, 613 ada 27 parsel numarasını aldığını, sayfa 100, sıra 997 numarasında kayıtlı Atik 42 kapı nolu 156,02 m2 sahalı taşınmazın ......, ...... mahallesi, ...... ve ...... mevkii 613 ada 10 parsel numarasını aldığını, ...... ...... mahallesi, ...... mevkiinde kain 559 ada 27 parsel sayılı 148,02 m2 alanlı taşınmazın miras bırakan ......"e ait taşınmazlardan olduğu ...... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/437 E. 1995/640 K. sayılı dava dosyasından anlaşıldığını, ...... mirasçılarından bir kısmının davalılar adına oluşturulan kaydın iptali ile gerçek malikler olan kendileri adına tescili talebi ile ...... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davanın yargılamasında 559 ada 27 parsel 613 ada, 10 parsel ve 613 ada 27 parsel sayılı taşınmazların müdevvere kayıtlarına göre murisleri ......"e ait olduğunun tespit edildiği, ancak 3402 sayılı Kanun gereğince süre yönünden davayı ret ettiğini, bu davada müvekkillerinin taraf olmadığını, diğer yandan müvekkillerinin murisleri adına tapuda kayıtlı davalı parsellerin kadastro tutanakları incelendiğinde taşınmazların 2613 sayılı Kanuna göre 3. şahıslara kayıtlandığının anlaşılacağını, 2613 sayılı Kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini ve 3402 sayılı Kanundaki 10 yıllık hak düşürücü sürenin de Anayasa Mahkemesi denetimden geçtiğini ve 3402 sayılı Kanun eklenen 12/3 maddesini iptal ettiğini belirttiğini ileri sürerek, taşınmazların korunamayan sicilleri nedeniyle değerinin tespit edilmesi ve şimdilik 12.000,00.-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahale talebinde bulunanlar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinin......"nın soyundan gelen mirasçılar olduklarını, dava konusu taşınmazların 1953 yılında kadastro sonucu dava dışı 3. şahıslar adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazların müdevvere kayıtlarına, vergi kayıtlarına, tapu kayıtlarına, göre kök mirasçı olan ...... ............... Osep"e ait olduğu ve süreç içerisinde kadastro faaliyetine maruz kaldığı ve revizyona uğradığının ...... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile belirtildiğini Anayasa ile korunan mülkiyet hakkına müdahale olması sebebi ile müvekkillerinin mağduriyetinin giderilmesi için müdahale talebinde bulunduklarını belirterek, müdahilliklerinin kabulü ile taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin tespiti ve kanuni faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile hisseleri oranında müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...... vekili cevap dilekçesinde ise; ...... Muhakemat Müdürlüğünün taraf ehliyeti olmadığını, davanın süre yönünden reddi gerektiğini, kadastro tespiti üzerinden 10 yıllık süre geçtiği gibi geçici 4/3. maddesi ile 2613 sayılı Kanunda düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi taşınmazlar yönünden getirilen 1 yıllık ek sürede de dava açılmadığından dava hakkının düştüğünü, davanın hak düşürücü süreler geçtikten sonra açıldığını ve ...... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kesin hüküm teşkil ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, taşınmazların 1953 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında düzenlenen tutanakların 1954 yılında kesinleşmesi üzerine ...... ......si adına tapu siciline yazıldığını ve davacılar tarafından davanın ise 2013 yılında açıldığı, kadastro tespiti öncesi haklara dayalı olarak açılan davada 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğu gibi 6098 sayılı TBK"nın 72. maddesi gereğince haksız fiilde zamanaşımı süresi 1 ve 10 yıl olarak, ...... adına tescilin sebepsiz zenginleşme olarak kabul edilmesi halinde ise 6098 sayılı TBK 82. madde uyarınca zamanaşımı süresi 1 ve 10 yıl olarak, genel dava zamanaşımını düzenleyen 6098 sayılı TBK"nın 146. maddesinde her davanın 10 senelik zamanaşımına tabi olduğunun düzenlendiğini belirtilerek davacının tazminat talebinin de 10 yıldan önceki olaylara dayandığı, tazminat davası yönünden de zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre; çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin 1953 yılında yapıldığı ve davacıların kadastro tespitine itiraz etmemeleri nedeniyle tapu kaydının oluştuğu, kök muris Ayzar mirasçıları tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının ...... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/437 - 1995/640 sayılı kararıyla 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hakdüşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddedildiği ve 09/09/1996 tarihinde kesinleştiği, TMK"nın 1007. maddesine dayanılarak açılan tazminat davaları için ayrıca zamanaşımı öngörülmediğinden, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu 125.) maddesinde yazılı 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanmasının söz konusu olduğu davada, tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın kesinleştiği 1996 yılından itibaren 10 yıllık süre içinde dava açılmaması nedeniyle bu sürenin geçtiği, davalı ......nin de zamanaşımı itirazında bulunduğu gözönüne alındığında davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılara yükletilmesine 17/09/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.