.....

Asıl dava, ödenemeyen aylıkların faiziyle tahsili, karşı dava ise yersiz ödenen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamı incelendiğinde, davacıya 01.03.1996 tarihinde 3201 sayılı Yasa kapsamında kalan yurt dışı borçlanmaları gözetilerek bağlanan yaşlılık aylığının, kesin dönüş yapmadığından bahisle 01.02.2004 tarihinde, baştan itibaren iptal edildiği, söz konusu aylık iptal işleminin iptali için açılan davada 01.....2000 tarihinden itibaren davacıya aylık bağlanması gerektiğine dair kesinleşen karar üzerine, davalı (karşı davacı) Kurumca, ....05.2006 tarihinde mahsuplaşma yapıldığı, davacının, 01.02.2004 - ....05.2006 tarihleri arasında alamadığı aylıkların faiziyle tahsilini işbu dava ile talep ettiği, davalı Kurumun ise, 01.03.1996 - 01.02.2004 arası yersiz ödenen ile 01.02.2004 - ....05.2006 tarihleri arasında davacıya ödenmesi gereken miktarlar mahsup edildikten sonra kalan kısım üzerinden yaptığı icra takibine itiraz üzerine açtığı itirazın iptali davasını, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah yolu ile 01.03.1996 - 01.....2000 tarihleri arası yersiz ödeme ve ve faizi gözetilerek alacak davasına dönüştürdüğü, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı (karşı davacı) Kurum alacağının 01.03.1996 - 01.....2000 tarihleri arasındaki yersiz ödeme ve bunun dava tarihine kadar ki faizi, davacı (karşı davalının) alacağının 01.02.2004 - ....05.2006 tarihleri arasındaki aylık alacağı ve bunun dava tarihine kadar ki faizi olduğu kabulüyle, yapılan mahsuplaşmaya göre yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmış ise de, söz konusu hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
5510 sayılı Yasa’nın 96. maddesinde “Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır.” hükmüne yer verilmiş olup, taraflar arasındaki alacak verecek ilişkisinin bu madde kapsamında hesaplanması gerekirken, her bir tarafın alacağı faiziyle birlikte bulunduktan sonra mahsuplaşma yoluna gidilmesi bu kapsamda yerinde görülmemiştir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ..."e iadesine, 08/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


..