16. Hukuk Dairesi 2016/13677 E. , 2019/8602 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu,.... Köyü çalışma alanında bulunan 3161, 3162, 3163, 3164 ve 3165 parsel sayılı sırasıyla 163.55, 400.87, 4.455.04, 362,88 ve 1.561,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı nedeni ile ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup davalı lehine iktisap koşullarının oluşmadığını ileri sürerek, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi ile davalı... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın tespitine esas tapu kaydının dava konusu taşınmazlara uyduğu, tapu kaydının uymadığının düşünülmesi halinde dahi, davalı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, davacı Hazine tarafından aynı taşınmazlara yönelik daha önce açılıp, “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilerek sonuçlanan dava dosyasındaki araştırma ile yetinildiği gibi, tespite esas alınan tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile varsa haritası getirtiltilip, uygulanmamıştır. Ayrıca çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin hükmen tescillerine esas alınan ilamların incelenmesinden, komşu taşınmazlarında eldeki davaya konu taşınmazların tespitlerinin dayanağı olan müfrez tapu kaydı ile aynı kökten gelen tapu kayıtlarına dayalı olarak tespit gördükleri; kök tapu kaydının 1943 yılında tescil ilamı ile oluştuğu, ancak tescil dosyasının ve haritasının bulunamadığı, tapu kaydının miktarının Aralık Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1965/51 Esas, 1966/62 Karar sayılı tezyidi dönüm davası sonucunda 2000 dönümden 2341 hektar 8759 metrekareye çıkarıldığı, ancak bu davada Hazine’nin taraf olmadığı, yine Hazine tarafından açılan men-i müdahale davası sonucunda ise Aralık Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1962/42 Esas, 1964/98 Karar sayılı dosyasında 1943 tarihli sabit sınırlı kroki esas alınarak davanın reddine karar verildiği, dolayısı ile davacı Hazinenin tescil davasında taraf olmaması ve men-i müdahale davasında da tescil krokisi esas alınarak ret kararı verilmesi nedeniyle tapu kaydının 2000 dönüm yönünden Hazineyi bağlar nitelikte olup; miktar fazlası yönünden ise tapu kaydının Hazine’ye karşı bağlayıcılığı bulunmadığı, diğer yandan tapu kayıt malikleri adına da 2000 dönümden fazla yer tespit edildiği ve bu tespitlerin kesinleştiği, dolayısı ile tapu kaydına değer verilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesi ile ihtilaf zilyetlik hükümlerine çözümlenmiş, ancak mahkemece bu yön üzerinde de durulmamıştır. Öte yandan açılmamış sayılma kararı verilen dosyadaki zilyetlik yönünden yapılan araştırma ve inceleme de yeterli bulunmamakta olup, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları soyut ve yetersiz olduğu gibi tek ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen zirai raporda da, taşınmazların önceki ve halihazırdaki niteliklerinin ne olduğu, ne zamandan beri ne şekilde kullanıldıkları, taşınmazlar üzerinde iktisaba elverişli bir zilyetlik bulunup bulunmadığı yöntemince açıklanmamış, bir arazinin niteliği ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde hava fotoğraflarından da yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak verilemez.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, davalının dayandığı ve tespite esas alınan tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ile çekişmeli taşınmazların tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az üç ayrı zaman dilimine ait stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında öncelikle davalının dayandığı tapu kaydının tesisine ilişkin kök kaydın haritasının bulunması halinde bu harita zemine uygulanarak kaydın kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca haritasına göre belirlenmeli; tapu kaydının krokisinin/haritasının uygulanamaması durumunda, tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte okunup sınırlarının bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli; bilirkişilerin gösteremediği sınırlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazın yönünü ne okuduğu belirlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; bu şekilde çekişmeli taşınmazların davalının dayandığı tapu kaydının kapsamından kalıp kalamadığı kesin olarak belirlenmeli, tapu kaydının kapsamı yönünden yukarıda özetlenen komşu taşınmazlarla ilgili ilamların Hazine lehine güçlü delil olup olmadığı tartışılıp değerlendirilmeli, yine yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; beyanlar arasında doğabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazların toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle jeodezi ve fotogrametri mühendisine inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazların yeri hava fotoğraflarına işaretlenerek, taşınmazın bu fotoğrafta görünen niteliği hakkında rapor alınmalı; taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesine çalışılmalı, teknik bilirkişiye ise, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir şekilde ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; taşınmazların tapu kaydının kapsamında kalmadığı sonucuna varılması halinde ihtilafın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu yönler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen ... çekişmeli taşınmazların tespit maliki olmadığına göre bu davalı yönünden husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verilmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ..."ne iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.