13. Ceza Dairesi Esas No: 2016/16486 Karar No: 2018/6127 Karar Tarihi: 19.04.2018
Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/16486 Esas 2018/6127 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir hırsızlık suçuyla ilgili kararı incelemiş ve yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet hükmünü onamıştır. Ancak sanığın, suç tarihinde kusur yeteneği bulunmayan yaşı küçük çocuğu aracı olarak kullanması nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 37/2. maddesinin uygulanmaması gerektiğini belirtmiştir. Sanığa yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğu için Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Ayrıca, sanığın tekerüre esas alınan ilamı TCK 141. maddesi uyarınca verilmiş ve uzlaşmaya tabi olduğu için TCK 58. maddesinin uygulanamayacağına dikkat çekilmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin 2015 yılında yaptığı kısmi iptal kararı nedeniyle TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen \"seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına\" hükmünün iptal edildiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, TCK 37/2, 58, 53. madde 1. fıkra b. bendi ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesi işleme konulmuştur.
13. Ceza Dairesi 2016/16486 E. , 2018/6127 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Gerekçeli karar başlığındaki suç tarihinin 31.05.2013 yerine 01.05.2013 olarak yanlış yazılması yerinde düzeltilmesi olanaklı yazım hatası kabul edilmiştir. Sanığın, suç tarihinde kusur yeteneği bulunmayan yaşı küçük çocuğu araç olarak kullanması nedeniyle hakkında 5237 sayılı TCK’nın 37/2. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından, 6352 sayılı Kanunun 100. maddesi ile CMK’nın 324. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen cümle gereğince, sanığa yüklenen yargılama giderinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olması nedeniyle Devlet Hazinesi üzerinde bırakılması hususu infaz aşamasında resen dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanığın tekerüre esas alınan ilamının TCK"nın 141. maddesinden verildiği ve 6763 sayılı Kanunu ile değişik CMK2nın 253. maddenin 1/b maddesine eklenen beşinci bendi uyarınca uzlaşma kapsamına alınması sebebiyle uzlaşmaya tabi olduğu ve sanığın tekerüre esas başka ilamının da bulunmadığı anlaşılmakla sanık hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanamayacağını gözetilmemesi, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nun temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK2nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısım ile “TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümden “b” bendinin çıkartılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/04/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.