14. Hukuk Dairesi 2015/16834 E. , 2018/4276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.07.2010 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve yıkım talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, irtifak hakkına elatmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili kuruma ait enerji nakil hattının bulunduğu 8904 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı ... tarafından inşa edilen binanın irtifak hakkına tecavüzlü olduğunu, yapılan ihtara rağmen davalının ihlali gidermediğini, bu durumun can ve mal güvenliği açısından tehlike arzettiğini ileri sürerek davalının irtifak hakkına elatmasının önlenmesini ve binanın tecavüzlü kısmının yıkılmasını talep etmiştir.
Davalı ..., davadan sonra binanın çatısını yıktırarak istenilen seviyeye getirdiğini, tapuda davacı kurum lehine irtifak hakkı şerhi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; davalının ölümü üzerine davaya dahil edilen mirasçıları da ihlalin giderildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 8904 parsel üzerinde bulunan binanın 27.03.2015 tarihli fen bilirkişisi krokisinde gösterildiği şekilde yatayda davacı kuruma bağlı enerji nakil hattına olan 5 mt mesafeyi 3,48 mt ihlal ettiği anlaşıldığından davalıların haksız müdahalesinin men"ine, fen bilirkişisinin krokisinde gösterilen tecavüzlü kısmın masrafı ve enkazı davalılara ait olmak üzere kal"ine, tecavüzlü diğer kısımlar yıkılarak ortadan kaldırıldığından bu kısımlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
Somut olaya gelince; hükme esas alınan 27.03.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda davalılara ait binanın batı kısmının yıkılarak bu kısımdaki enerji nakil hattına müdahalenin giderildiği ancak yatayda yol kotu esas alınarak yapılan ölçüm sonucu çatı örtüsü dahil tele olan 5 mt güvenlik mesafesinin 3,48 mt ihlal edildiği bildirilmiş ise de davaya konu binanın enerji nakil hattına tecavüzlü kısmının neresi olduğu, yatayda ve düşeyde tecavüz miktarının ne miktarda olduğu açıkça bildirilmediğinden anılan rapor yeterli ve denetime elverişli olmayıp bu rapor doğrultusunda kurulan hüküm de infaza elverişli değildir.
Bu durumda mahkemece, davaya konu binanın enerji nakil hattına tecavüzlü kısmının neresi olduğunun, yatayda ve düşeyde tecavüz miktarının ne kadar olduğunun tespit edilerek infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
30.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.