Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı tarafından 46.356,10 TL endeks esaslı olmayan ek tahakkuk yapıldığını, bu meblağın fahiş olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile; davacının davalıya 46.021,87 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda; Ölçüler ve Ayar Şube Müdürlüğünün 07.01.2013 tarihli sayaç inceleme raporunda, sayaç mühürleri sağlam olduğu, müdahale izi bulunmadığı, 2011 ve 2012 yılllarında çok uzun süre gerilim kesintisini gösteren kayıtlara rastlandığı, bu zaman zarfında abonenin faal olduğunun tespiti halinde tahakkuk yapılabileceği açıklanmıştır. Mahkemece, Ölçüler ve Ayar Şube Müdürlüğünün anılan sayaç inceleme raporunda açıklanan şekilde, belirtilen zaman zarfında abonenin faal olup olmadığı, ilgili kurumlardan ve gerekirse zabıta araştırması yapılarak tespit edilmeden; alınan bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmiştir. Hal böyle olunca, sayaç inceleme raporunda belirtilen zaman zarfında abonenin faal olup olmadığının tespiti yapıldıktan sonra; dosyanın, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak ve aralarında ziraat ve elektrik mühendisi bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği elektrik bedelinin, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli yeni bir rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.