14. Hukuk Dairesi 2015/15970 E. , 2018/4266 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.09.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 29.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkili ... ile diğer müvekkillerinin murisi..."ın...Noterliği"nin düzenleme şeklindeki 17.05.1991, 11.06.1991 ve 10.07.1991 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile dava konusu 128 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ... ...ve diğer davalıların murisleri ... ile..."ya ait miras hisselerini satın aldıklarını, satış bedelinin ödendiğini ve zilyetliğin teslim alındığını, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, taşınmazın ilk sözleşme tarihinden itibaren müvekkilleri tarafından kullanılmasına rağmen davalıların halen tapuyu devretmediğini ileri sürerek davalılar murisi...adına kayıtlı tapunun iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar vekili; zilyetliğin geçmediğini, zamanaşımının dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı ... iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olaya gelince, dava konusu 128 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, tapuda...adına kayıtlı iken mirasçıları...,... ve... tarafından miras payları yönünden davacılara satış vaadinde bulunulmuştur. Dosya içerisinde yer alan ... kaydına göre satış vaadine konu taşınmaz halen muris ... adına kayıtlı olup, bu kişinin mirasçılık belgesine göre mirasçıları da; satış vaadinde bulunan..., ... ve... birlikte ...dır. Elbirliği ortaklığında bir paydaşın tasarrufu ile diğer paydaşların zarar görmemesi; bir başka anlatımla diğer paydaşların üçüncü kişilere karşı korunması gerekir. Bunun sonucu, her türlü tasarruf tüm paydaşların oluru ile mümkündür. Davacılar elbirliği ortakları arasında yer almadıklarından iştirak halinde mülkiyete konu 128 ada 3 parsel sayılı taşınmazda satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece sözleşmelerin ifa olanağı bulunmadığından davanın reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine,
kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.