17. Hukuk Dairesi 2017/805 E. , 2018/1487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 03/02/2015 tarihinde davalı ..."un yönetimindeki, davalı şirket aracı olan ...plakalı aracın kusurlu olarak davacıya ait 34 ZZ 5685 plakalı araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, tamirat ücreti olarak 11.479,67 TL harcama yaptığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile hasar nedeni ile 1.500,00 TL değer kaybı, 500,00 TL araç mahrumiyetinden kaynaklanan zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 05/02/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle araçtaki değer kaybı için talebini 2.308,50 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... Tic. A.Ş. vekili, aracı uzun süreli kira akdi ile dava dışı olan ... Kablo Sistemleri Ltd.Şti."ne devrettiğini, kendisine yönelik davanın husumet yönünden reddi gerektiğini;
Davalı ..., davacının aracındaki hasarı ekspertiz raporu ile tespit ettirip, araçlarını ... eden ... şirketinden talep etmesi gerektiğini öne sürerek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kira sözleşmesi nedeniyle davalı .... hakkında açılan davanın husumet nedeni ile reddine, bilirkişi raporu benimsenerek, davalı ... hakkında davanın kısmen kabulü ile, 2.308,50 TL değer kaybı, 292,50 TL araç mahrumiyetinden kaynaklı zararının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan araçta meydana gelen değer kaybı ve kazanç kaybı tazminatının tahsili talebinden ibarettir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. ve 19. maddeleri hükümlerine göre trafik kaydı "işleteni" kesin olarak gösteren bir karine değilse de, kimliğini belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kayıt maliki, işleten konumunda olmadığını işletenin bir üçüncü kişi olduğunu kanıtladığında, malik olmasına karşın, işleten sıfatıyla sorumlu tutulamaz. Bununla birlikte, zarar gören kişi, davasını açmadan önce işletenin trafik kaydında adı yazılı kişi olup olmadığı konusunda bir araştırma yapmakla yükümlü kılınamaz. Olağan olanı, davanın trafik kaydında adı yazılı kişiye yöneltilmesidir. Somut olayda da davacı, trafik kaydına dayanarak bu davayı davalı ... Tic. A.Ş. aleyhine açmış ve onun işleten olmadığı davalının ileri sürdüğü kanıtlarla doğrulanmıştır. Bu nedenle davanın açılmasında davacının bir kusuru bulunmadığından davanın pasif sıfat (husumet) yokluğu nedeniyle reddi üzerine davalı yararına yargılama giderleri ve bu arada vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı 437/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin Görevsizlik, yetkisizlik, dava ön şartlarının yokluğu veya husumet nedeniyle davanın reddinde, davanın nakli ve açılmamış sayılmasında ücret başlıklı 7. maddesinin 1. bendi "Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez." ifadesi yer almaktadır.
Yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise,’’Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde,davanın görüldüğü mahkemeye göre Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.’’ düzenlemesi bulunmaktadır.Somut olayda; mahkemece, davacının tazminat istemi davalı ... yönünden kısmen kabul edilmiştir.Bu nedenle yukarıdaki maddeler uyarınca davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca’’ 1.800 TL’’ maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekalet ücretine karar verilmemesi doğru değil bozma nedeni ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 438/7.maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 2. ve 3. bentlerinin hükümden çıkarılmasına, hükme yeni bir bent eklenerek "davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. gereği 1.800-TL vekalet ücretininin davalı ..."den alınarak davacıya verilmesine" ifadelerinin yazılması suretiyle ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 01.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.