11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7528 Karar No: 2018/3912 Karar Tarihi: 25.04.2018
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/7528 Esas 2018/3912 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, \"dolandırıcılık\" suçundan hükümden açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir ancak savcılığın itirazı üzerine reddedilmiştir. \"Resmi belgede sahtecilik\" suçundan mahkumiyet kararı verilmesine rağmen sanığın sahtecilik kastı ile hareket etmediği ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmelidir. Kararda, vekaletname ve işletme hakkı devir sözleşmesi gibi resmi belgelerin sahteliğinin kanıtlanmadan geçerli kabul edilmesi yanlış olduğu belirtilirken, TCK'nın 53. maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği için yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Kararda geçen kanun maddeleri ise; 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi olarak belirtilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2016/7528 E. , 2018/3912 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması
1-Sanık hakkında “dolandırıcılık” suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesine göre verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" ilişkin karara karşı aynı Kanun"un 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yapılan itirazın, Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 09.06.2014 tarih ve 2014/410 değişik iş numaralı kararı ile reddedilerek kesinleştiği anlaşılmakla; dosyanın bu yönden incelenmeksizin mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 2-Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkumiyet kararına ilişkin sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Sanığın, ... Petrol Tic. San. Ltd. Şti. adına herhangi bir yetkisi bulunmadığı halde, yetkili olduğu döneme ait ...Noterliğinin 14/08/2010 tarih,...yevmiye nolu imza sirkülerini kullanmak suretiyle ...Noterliğinde 10.05.2012 tarih, 2012/15266 yevmiye nolu vekaletname ile temyiz dışı diğer sanık ..."ı şirket tarafından kiralanan, benzin istasyonunun, işletme devir hakkını devretmek üzere vekil tayin ettiği, ..."ın da bu vekaletnameyi kullanarak,... Noterliğinin 15.05.2012 tarih, ... yevmiye nolu İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile söz konusu tesisi ... Petrol Şirketi adına,... Petrol Ltd. Şti."ne devrettiğinin iddia ve kabul edildiği olayda; sanığın petrol istasyonu ile ilgili karar almaya yetkisinin bulunduğuna dair savunması,...Petrol Tic. San. Ltd. Şti.’nin 28/06/2011 tarihli ve 2011/1 sayılı ortaklar kurulu kararına göre, petrol istasyonunun şirketin "... Şubesi" olarak açılmasına ve sanık ...’in de bu şubenin temsilcisi olarak yetkilendirildiğine dair karar alınmasına, bu kararda şikayetçinin ve ortakların imzalarının bulunması, şikayetçinin 16.04.2013 tarihli beyanında da sanığın şube sorumlusu olarak görevine devam ettiğine dair alınmış karar olduğunu bilmeden Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu söylemesi karşısında; sanığın sahtecilik kastı ile hareket etmediği bu haliyle de somut olayda resmi belgede sahtecilik suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında beraat yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, 3- Kabule göre de; a) Suçun konusunu oluşturan vekaletname ve işletme hakkı devir sözleşmesinin kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge niteliğinde oldukları ve TCK’nın 204/3. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, b) 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 25.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.