7. Hukuk Dairesi 2014/3074 E. , 2014/6822 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir 6. İş Mahkemesi
Tarihi : 23/12/2013
Numarası : 2013/362-2013/655
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının 05.09.1996 tarihinden emekli olarak ayrıldığı 18.12.2011 tarihine kadar kesintisiz olarak 15 yıl T.C.D.D. 3.Bölge Başmüdürlüğü-Alsancak işyerinde muhtelif taşeron firmaların işçisi olarak çalıştığını, en son ayrıldığı Aralık 2011 tarihinde 837,00TL brüt ücret aldığını, yemek-yol masrafı almadığını, alt işvereler nezdinde çalışırken sigorta bildirimlerinin eksik yapıldığını, 1999 yılında hiç bildirilmediğini halbuki sürekli ve kesintisiz çalıştığını iddia ederek kıdem tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacı ile davalı arasında hiçbir zaman belirli veya belirsiz süreli bir hizmet akdine dayalı olarak işçi-işveren ilişkisi olmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, müvekkil kuruluşun her yıl ihale yapmak suretiyle 3.Bölge Müdürlüğü"ne bağlı işyerlerindeki temizlik hizmetlerini temin ettiğini, muhtelif şirketlerin kuruluşun açtığı ihaleleri kazandığını ve hizmet alımı gerçekleştirdiklerini, müvekkil kuruluşun işveren konumunda olmadığını, ihale makamı olduğunu, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre davacının iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile sonaerdiği, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davalının asıl işveren olarak alacaktan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 07.03.2013 tarihli ilamı ile davanın alt işverenlere ihbarı gerektiği gerekçesi ile sair temyiz itirazları incelenmeden karar bozulmuştur.
Bozma kararına uyan Mahkeme, davayı davalının bildirdiği alt işverenlere ihbar ettikten sonra bozma kararı öncesindeki toplanan delillere göre aynı gerekçe ile yeniden davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hizmet süresi ihtilaflıdır.
Davacı vekili davacının 1996 yılından 18.12.2011 tarihine kadar sürekli ve kesintisiz davalı kurumun alt işverenleri nezdinde çalıştığını ancak hizmetlerinin SGK"ya eksik bildirildiğini, 1999 yılında ise hiç bildirilmediğini iddia etmiştir.
Mahkemece 1998/2. ve 3. dönemde, 1999/1, 2, 3., dönemde ve 2000/1. ve 2. dönem davacı için SGK primi yatırılmadığı, işe giriş bildiriminde bulunulmaksızın 2000/3. dönemde önceki ile aynı 11128740 35 işyeri sicil numaralı İ.. Tem. Malz. San. Ltd. Şti."ne ait “TCDD 3. Bölge Müd. hizmet binası” adresinde bulunan işyerinden primlerinin yatırılmaya devam edildiği, eksik olan prim dönemlerine ilişkin çıkış bildirgesi sunulmayıp, başkaca eksik gün bildirimine sebep olacak yasal bir sebep de tespit edilemediğinden (davacının nüfus aile kayıt tablosu incelendiğinde çocuklarının doğum tarihleri 1981, 1984, 1985, 1990, 1992 yıllarında olup, bu tarihler prim yatırılmayan dönemlere denk gelmediğinden, doğum sebebi ile ara vermesi de mümkün görülmemiştir.) davacı tanık beyanları da dikkate alınarak davacının, 02/01/1997 tarihinden itibaren birbirini takip eden dönemler ile 20/01/2012 tarihine kadar kesintisiz çalıştığı kabul olunmuştur.
Davacının çalışmalarının resmi kurum olan davalıya ait işyerinde geçtiği, alt işverenler tarafından davalı ile yapılan hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde çalıştırıldığı sabittir. Hal böyle olunca davacının resmi bir kurumda çalışması, hizmet alım sözleşmelerinde alt işverenlerin hakedişinin tespitinde, çalıştırılan işçi sayısının da etkenlerden biri olması, dinlenen davacı tanıklarından birinin davacının kardeşi olması, diğerinin 2007-2010 yılları arasında çalışması, başkaca yazılı delil ibraz etmemesi karşısında davacının hizmet süresinin SGK"na bildirilen süre dikkate alınarak belirlenmesi gerekirken soyut tanık anlatımına itibar edilerek yazılı şekilde hizmet süresinin belirlenmesi ve ayrıca davacının 18.12.2011 tarihine kadar çalıştığını kabul ettiği halde 6100 sayılı HMK"nun 26.maddesine aykırı biçimde talep aşılarak 20.01.2012 tarihine kadar hesaplama yapılması hatalı olmuştur.
3-Kıdem tazminatına işletilen faizin başlangıç tarihi konusu taraflar arasında ihtilaflıdır.
Dava dosyası içeriğinden davacının iş akdinin emeklilik nedeni ile sonaerdiği anlaşılmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 120. maddesi yollamasıyla yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinin 4. bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan bent uyarınca fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandık hükümlerine göre yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması gerekir. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar ve faiz başlangıcı da bu tarih olarak esas alınmalıdır.
Dosya içinde davacının emeklilik nedeni ile bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine ilişkin yazıyı işverenlere bildirdiği yönünde bir kayıt ya da belge bulunmamaktadır. Böyle bir belgenin varlığı halinde kıdem tazminatı için faize işverene bildirim tarihinden; aksi halde dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, yukarıda yazılı 3 numaralı bozma nedeni konusundaki eksikliğin tamamlanmasından sonra 2 numaralı bozma nedenini kapsayacak şekilde değerlendirme yapılarak çıkacak sonuca göre karar vermektir.
O halde davalı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.