Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; ödenmeyen su borcu nedeniyle davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazıyla takibin durduğunu belirterek; icra takibine vaki itirazın iptaliyle davalının %40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazı 24.05.2004 tarihinde satın aldığını, taşınmazı fiilen kullanan kişileri taşınmazdan men-i müdahale davası sonucu cebri icra yoluyla çıkarabildiğini, müvekkilinin 20.04.2006 tarihinde davacıya müracaat ederek, aboneliğinin tesisini talep ettiği, davacının abonelik için önceki döneme ait borcun ödenmesi koşulunu getirmesi üzerine idare mahkemesinde dava açtıklarını, yargılama sonucunda idari işleminin iptaline karar verildiğini, müvekkilinin halen abone olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiş, müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece; aboneliğin dava dışı Hikmet Aksel adına olup, takip konusu borcun dava dışı abone Hikmet"e ait olduğu, davacının suyun kullanıldığı evi 24.05.2004 tarihinde satın aldığı, aboneliğinin tesisini talep ettiği ancak mevcut abonenin borcundan dolayı başvurusunun reddedildiği, borçtan davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak olan 1.273,77 TL"nin %20"si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; su borcunun tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir. Ancak, itirazın iptali davasının kısmen veya tamamen reddi halinde, borçlu lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için davacının takipte haksızlığının yanında kötüniyetle icra takibi başlattığının iddia ve ispat edilmiş olması gerekir. (İİK m.67/2) Somut olayda, davalı, davacının icra takibini kötüniyetli olarak başlattığını ispat edememiştir. Hal böyle olunca mahkemece; davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebinin kabulü doğru görülmemiştir. Ne var ki bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 2. fıkrasında yazılı olan “Davalının kötüniyet tazminat talebinin kabulü ile asıl alacak olan 1.273,77 TL"nin %20"si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine “davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine” cümlesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 02.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.