
Esas No: 2018/3863
Karar No: 2019/15987
Karar Tarihi: 12.11.2019
Kasten yaralama - aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/3863 Esas 2019/15987 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1- Sanık hakkında kasten yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, tebliğnameye uygun olarak, 5320 sayılı Kanun"un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddeleri uyarınca, sanık ...’nun temyiz isteminin REDDİNE,
2- Sanık hakkında aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde ise,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülememiştir.
Ancak;
a) TCK"nın 233/1. maddesinde düzenlenen suçta, aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünün ihlalinin yaptırıma bağlandığı, TCK"nın 233/2. maddesinde ise hamile olduğunu bildiği eşini çaresiz durumda terk eden kimse hakkında ceza öngörüldüğü anlaşılmaktadır. TCK"nın 232. maddesi ise; yaralama, tehdit, sövme gibi Yasa"nın başka maddelerinde açıkça suç olarak düzenlenmiş eylemler dışında kalan ve failin aynı konutta birlikte yaşadığı kişilere karşı gerçekleştirdiği mağdura bedenen veya ruhen zarar veren eylemleri kötü muamele suçu olarak düzenleyip yaptırıma bağlamaktadır. Hangi eylemlerin "kötü muamele" niteliğinde sayılacağı maddede açıklanmamış, yasa koyucu bu kavramı madde gerekçesinde "her türlü kötü muamele suçun oluşmasını olanaklı kılmaz kötü muamelenin merhamet, acıma ve şefkatle bağdaşmayacak nitelikte bulunması gereklidir." şeklinde tanımlamıştır. Merhamet ve sevgi duyguları ile bağdaşmayan, mağdura bedenen veya ruhen zarar veren eylemlerin kötü muamele olarak kabulü gerekir.
Somut olayda; sanığın, resmi nikahlı eşi olan katılan ile birlikte yaşadığı eve, boşanmış olduğu eski eşini getirmesi, eski eşin evde iki gün kaldığı ve babası tarafından götürüldüğünün sanık ikrarı ve tanık anlatımları ile de doğrulandığı, bunun üzerine sanığın hamile olan eşi ile huzursuzluk yaşaması ve katılana manevi eziyet uygulaması biçiminde sübut bulan eyleminin bir bütün halinde sevgi ve merhamet duyguları ile bağdaşmayan, müştekiye ruhen zarar veren, mağdurda duygusal bozukluğa yol açacak boyuta ulaşan kötü muamele niteliğinde olduğu ve TCK"nın 232/1. maddesinde düzenlenen kötü muamele suçunu oluşturduğu ve sanığa kötü muamele suçundan ek savunma hakkı verildikten sonra toplanan tüm deliller ve somut olgular birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanık hakkında aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
2- Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün, Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle, Anayasa"nın 141. ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması,
3- CMK"nın 231/11. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, mahkemece kendisine herhangi bir yükümlülük yüklenmeyen ve denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işleyen sanık hakkında, önceki hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, yeniden değerlendirme sonucu, açıklanması geri bırakılan hükümdeki hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ...’nun temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.