5. Ceza Dairesi 2012/7202 E. , 2014/981 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet (sanıklar ... ve ... hak.) Denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete sebebiyet verme (sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hak.) Görevi kötüye kullanma (sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hak.)
HÜKÜM : Mahkumiyet (sanıklar ... ve ... hak. atılı suçtan mahkumiyet)
Beraet (diğer sanıklar hak. atılı suçlardan beraet)
EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Bozma
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
5271 sayılı CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve vekili aracılığı ile hükümlerin temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanıklardan ... ve ... haklarında zimmet suçundan açılan kamu davasına katılma talebinin KABULÜNE, anılan Kanuna göre kanun yolu muhakemesinde denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete sebebiyet verme ve görevi kötüye kullanma suçlarına yönelik Hazinenin katılma hakkı bulunmadığı gözetilerek bahse konu suçlardan kurulan hükümlere ilişkin temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİYLE, dilekçelerinin içeriğine göre sanıklar ... ve ... haklarında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik olarak ... vekili ile adı geçen sanıklar müdafiilerin temyiz itirazlarıyla sınırlı inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
... Akyazı Şubesinde suç tarihlerini kapsayan dönemlerde başkan olarak görev yapan sanıkların zimmet suçunu işledikleri iddia ve kabul edilmiş ise de;
Mülga 2908 sayılı Dernekler Kanununun 71/son maddesinde “Türkiye ... ile Türk Hava Kurumunun mal ve paraları Devlet malı sayılır. Bunlara karşı suç işleyenler Devlet memuru gibi cezalandırılır.” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemeye göre sanıkların eylemlerinin zimmet suçunu oluşturabileceği, ancak 23/11/2004 gün ve 25649 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanunu"nda Türkiye ... ile Türk Hava Kurumunun mal ve paralarına karşı suç işleyenlerin Devlet memuru gibi cezalandırılacağına ilişkin düzenlemenin bulunmadığı, bu düzenlemenin yerine tüm kamuya yararlı dernekleri kapsayacak şekilde anılan Yasanın 27/son maddesi ile “Kamu yararına çalışan derneklerin mallarına karşı suç işleyenler Devlet malına karşı suç işlemiş gibi cezalandırılır.” hükmüne yer verildiği ve ayrıca 32/1-f maddesi ile de “Her ne suretle olursa olsun kendisine tevdi olunan derneğe ait para veya para hükmündeki evrak, senet veya sair malları kendisinin veya başkasının menfaatine olarak sarf veya istihlâk veya rehneden veya satan, gizleyen, imha, inkâr, tahrif veya tağyir eden yönetim kurulu başkanı ve üyeleri veya denetçiler ile derneğin diğer personeli Türk Ceza Kanununun güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır. Ayrıca, mahkeme yargılama sırasında sanıkların, organlardaki görevlerinden geçici olarak uzaklaştırılmasına da karar verebilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı,
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 22/10/2013 gün ve 2012/1275 Esas, 2013/419 sayılı Kararı ve yukarıdaki açıklamalar ışığında zimmet suçunun kamu görevlileri ile özel yasalarında kamu görevlisi gibi cezalandırılacakları öngörülen kişiler tarafından işlenebileceği, 5237 sayılı TCK"nın 6/1-c maddesinin de 5252 sayılı Yasanın geçici 1. maddesi uyarınca ancak 01/01/2009 tarihinden itibaren özel yasalarda uygulanabileceği dikkate alındığında, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi de gözetilerek suç tarihlerinden sonra yürürlüğe giren ve sanıklar lehine olan 5253 sayılı Dernekler Kanununda ... Derneği görevlilerinin veya dernek malına karşı suç işleyenlerin kamu görevlisi gibi cezalandırılacağına dair bir düzenleme bulunmaması nedenleriyle sanıkların zimmet suçunun faili olamayacakları, eylemlerinin, sübutu halinde güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, bu suçun; 765 sayılı TCK"nın 510. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen yedi yıl altı aylık asli ve ilave zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 2003 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK"nın 7/2 ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanıklar haklarındaki kamu davalarının aynı Yasanın 322 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, 29/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.