BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/46 Esas 2022/14 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/46
Karar No: 2022/14
Karar Tarihi: 12.01.2022

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/46 Esas 2022/14 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/46 Esas
KARAR NO : 2022/14
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/03/2013
KARAR TARİHİ : 12/01/2022
KANUN YOLU : YARGITAY

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... tarafından .... İş Mahkemesinde açılan kıdem-ihbar-fazla çalışma ücreti- iki maaş ücreti, izin ücreti, son aya ait ücret davası 2012/... Esas- 2012/... Karar 12/06/2012 tarihinde karara çıkmış davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına karar verilmiş olduğu, yerel mahkeme ilamı Yargıtay ... Hukuk Dairesi kararı ile onanmış olduğunu, davacı ... vekili aracılığı ile mahkeme ilamı hakkında icra takibi yaparak diğer davalı ile birlikte taraflarına ... İcra M 2012- ... Esas ile icra emri gönderilmiş olduğu, mahkeme ilamına karşılık icra dosyasına ödemenin tamamı 8.389,77 TL olarak müvekkili kurum tarafından yapılmış olduğu, ... davalı firmada işçi olarak çalışıyor olduğunu, ... İşletme Müdürlüğü çalışma alanı çevresinde Elektrik Dağıtım Şebekeleri ve Havai hatlarının arıza onarım ve Bakım İşleri ihale edilmiş olduğu ve davalı şirket ile sözleşme imzalanmış olduğu, ... davalı şirkette görev almış olduğunu, bu taleplerden dolayı kurumlarının sorumluluğu olmadığını, Mahkeme üst işveren olarak nitelendirmiş ve müşterek müteselsil sorumlu tutulmuş olduğunu, kurumumuz ile\davalı arasında akdedilin sözleşme ve ekleri şartname hükümlerine göre yüklenicinin çalıştırdığı tüm personelin özlük hakları ile ilgili hususlar yükleniciye aittir hükmününü de ihtiva ettiğini, ... müvekkilinin çalışanı olmadığı davalının çalışanı olduğu, icra dosyasına ödemenin tamamı müvekkili tarafından yapıldığı için yapılan ödemeye ilişkin alacağın tahsili gerektiği bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.389,77 TL alacaklarının, ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek değişken oranlı avans faizi ile birlikte işleyecek değişken oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında yapılan sözleşmeye göre 2007-2008 arasında bir yıllık sözleşme imzalanmış ve müvekkilim bir yıllığına davacının sözleşmeye konu işlerini üstlenmiş olduğunu, 20/11/2008 yılında ise dava dışı olan ... kendisi müvekkili şirketten ayrılarak davacının yeni sözleşme yapmış olduğu ... A.Ş çalışmaya başladığını, bir yıl dışında kalan süre zarfında ise işçi davacının işinde ve fakat bir başka taşeronla çalışmış olduğunu, yargıtayın yeni uygulamasına göre ise asıl iş verenin iş yerinde çalışmaya devam etmiş olduğundan işten ayrılmasından bahsedilemeyeceği ve bu nedenle davanın reddi gerekirken davacının savunma yapmaması ve yine müvekkili tarafından delil olarak gösterilen belge ve bilgilerin verilmemesi nedeniyle dava kayıp edilmiş olduğu, bu nedenle davacı kötü niyetli olup huzurdaki davanın reddine ve yargılama harç ve giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi, Davanın Hukuki Niteliği ve Gerekçe ;
... İcra Müdürlüğü'nün 2012/ ... Esas sayılı icra dosyası, .... İş Mahkemesi'nin 2012/... Esas, 2012/... Karar sayılı dava dosyası, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29/11/2018 tarih 2018/ ... Esas 2018/... sayılı görevsizlik kararı, taraflar arasında akdedilen genel şartname ve hizmet alım sözleşmesi celp edilmiş incelenmiştir.
Dava, İş Mahkemesinin kesinleşen ilamına dayalı icra takibinden ötürü davacı şirketin üst işveren sıfatıyla dava dışı işçiye ödediği işçilik alacaklarının aralarındaki hizmet alım sözleşmesi ve eki genel şartname ile kamu ihale sözleşmesi uyarınca davalı alt işverenden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna göre yapılan ihale sonucu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa göre imzalanan hizmet işlerinin yürütülmesi yönelik hizmet alım sözleşmesi bulunmaktadır. Bu tür sözleşmeler ile İdarenin özel hukuk sözleşmelerinin konusu, idarenin gereksinim duymuş olduğu mal ve hizmetleri temin etmek için yapılan alım-satım, trampa, kiralama, yapım, onarım, taşıma, bayındırlık gibi işler, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı içine alınmıştır. Kamu ihale sürecinden sonra idare ile özel hukuk kişileri arasında imzalanacak sözleşmelerin düzenlenmesi ve uygulanmasına, öncelikle 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu uygulanacağı, Bu Kanun’ da hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacağı düzenlenmiştir. (4735 Sayılı Kanun 36. maddesi). 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa göre, bu Kanun’ da belirtilen durumlar dışında sözleşme hükümlerinde değişiklik yapılamayacağı ve ek sözleşme düzenlenemeyeceği, zira bu sözleşmelerin özel hukuk sözleşmeleri olduğu, 4735 sayılı Kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahip oldukları, hatta, ihale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu ilkeye aykırı maddelere dahi yer verilemeyeceği benimsenmiştir (4735 Sayılı Kanun 4. maddesi).
Somut olayda, .... İş Mahkemesi 12.06.2012 tarih ve 2012/... E., 2012/ ... K. sayılı kararı ile; dava dışı işçi alacağından tarafların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirleyerek alacağın tahsiline karar vermiş olup, işbu kararın Yargıtay ... . Hukuk Dairesinin 24/09/2012 tarih ve 2012/... E., 2012/ ... K., sayılı ilamı ile temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği görülmüştür. Eldeki davada, davalı taraf her ne kadar dava dışı işçinin kendi işçileri olarak çalışmadığını iddia etmiş ve muvazaaya dayanmış ise de; .... İş Mahkemesinin 2012/... E., 2012/... K. sayılı dava dosyasında bu hususların tartışıldığı ve incelendiği, tarafların her ikisinin de bahsi geçen iş mahkemesinin dava dosyasında taraf olarak yer aldığı, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen iş mahkemesi kararında işçinin davalının işçisi olarak çalıştığının tespit edildiği, aynı yöndeki temyiz itirazlarının reddine karar verildiği anlaşılmakla, bu yöndeki savunmalar iş mahkemesinin kesinleşen mahkeme kararı nazara alınarak yerinde görülmemiştir.
Dava dışı işçi tarafından ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/... Esas sayılı icra dosyasından başlatılan icra takibinde mahkeme ilamının kesinleşmesi üzerine davacı şirketin 10/12/2012 tarihinde toplam 8.389,77 TL ödediği belirlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanunun 2/6. maddesi hükmü uyarınca dava dışı işçiye karşı asıl işveren ve alt işveren birlikte sorumludur. İş Mahkemesinin kesinleşen ilamında bu durum ayrıca ifade edilmiştir. Ancak, müteselsil borçlular kendi iç ilişkilerinde ödedikleri tutarı şartlar mevcutsa rücusunu isteyebilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Müteselsil Borçlulukta İç İlişkiyi düzenleyen 167. maddesi "Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler." denilmiştir.
Şu halde; anılan yasa hükmü uyarınca rücu talebi hakkında öncelikle taraflar arasındaki iç ilişkiye sözleşme hükümlerine (aksinin kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı) bakılması zorunludur.
Taraf şirketler arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesinin 23.maddesinde İş Kanunu ve ilgili mevzuatın emredici hükümlerine atıfta bulunulduğu, ayrıca hizmet alım sözleşmesinin eki mahiyetinde olan Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 38. maddesi uyarınca işçilerin ücret ve diğer işçilik alacaklarının sağlanmasından alt işveren / yüklenicinin (davalının) tamamen sorumlu olduğunun düzenlendiği belirlenmiştir.
Mahkememizce her ne kadar bu bu hususta ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 08/01/2021 tarihli kök ve 25/11/2021 ek raporlar alınmış dosyaya kazandırılmış ise de; bilirkişi raporlarında sözleşmede iç ilişkide sorumluluğa yönelik bir hüküm bulunmadığından tarafların TBK 167.maddesi uyarınca eşit oranda sorumlu tutulmaları gerektiği yönünde değerlendirme ve hesaplama yapılmıştır. Ancak, TBK' nın 167. maddesinde açıkça ve daha ilk cümlesinde "aksi kararlaştırılmadıkça" ifadesi ile tarafların eşit oranda sorumluluk prensibinin aksini kararlaştırabileceklerinin belirtildiği, nitekim somut olayda taraflar arasındaki sözleşmede ve sözleşmenin eki genel şartnamede açıkça aksinin de kararlaştırıldığı, bu bağlamda bilirkişi raporuna itibar edilmediği, eksik tahkikat ve inceleme içerdiği, sözleşme hükümlerinin ve genel şartnamenin yeterince araştırılmadığı, taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesinde ve sözleşmenin eki genel şartnamede davalı yüklenicinin çalıştırdığı tüm personelin özlük haklarının yükleniciye ait olacağının belirlenmesi karşısında davacının ödediği tutarın tümünü davalıdan isteyebilceği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Nitekim, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/4022 Esas, 2018/5930 Karar sayılı ilamı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2021/826 Esas, 2021/664 Karar sayılı ilamları da aynı yönde olup eldeki dava için emsal niteliktedir. (Bu emsal ilamlar ile eldeki davanın; tarafları aynı, dava konusu aynı, dava sebepleri aynı, dayanılan hukuksal neden aynıdır.)
Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler, eldeki davayla birebir aynı olan emsal nitelikteki davalar hakkında verilen kararlar, taraflar arasındaki iç ilişkiyi düzenleyen hizmet alım sözleşmesi ve eki genel şartnamesinin içeriği incelendiğinde, hizmet alım sözleşmesi genel şartnamesinin 38. maddesine göre çalışanların ücretlerinin davalı yüklenici tarafından ödeneceği belirtilmiştir, O halde davacı üst işveren, cebri icra altında ödemek zorunda kaldığı çalışan ücretini, bu alacaktan asıl sorumlu olan davalı yükleniciden iadesini / rücusunu talep edebilecektir. Yapılan açıklamalar karşısında, davacının ... İcra Müdürlüğüne ödemek zorunda kaldığı 8.389,77.TL işçi alacağını ödediği tarih olan 10/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yüklenici işveren davalıdan tahsiline yönelik davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: (Gerekçesi ve Ayrıntısı Yukarıda Açıklandığı Üzere);
1-Davanın KABULÜ ile, 8.389,77 TL'nin ödeme tarihi olan 10/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Kabul edilen dava değeri (8.389,77-TL) üzerinden alınması gereken 573,10-TL harçtan başlangıçta peşin alınan 143,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan bakiye 429,80 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yargılama nedeniyle yapılan 143,30-TL peşin harç, posta ve tebligat masrafı 161,35-TL, bilirkişi ücreti 1.100,00-TL olmak üzere toplam 1.404,65-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi uyarınca maktudan az olmamak koşulu ile belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-HMK' nın 333. maddesi uyarınca taraflarca yatırılan anacak kullanılmayarak artan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde resen ilgili tarafa veya vekiline İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş (15) günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/01/2022

Katip ...
e-imza *

Hakim ...
e-imza *

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.