13. Hukuk Dairesi 2015/13184 E. , 2016/23434 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl davada, davacı şirket davalıların, dava dışı ... ve ..."na verdiği vekaletnameler üzerine adı geçen bu vekiller ile, davalıların arsaları üzerinde inşaat yapımı için gerekli mimari projeyi çizdirmek, ilgili makamlara onaylattırmak, zemin etüdü yaptırmak ve her tür inşaat yaptırmak vs. hususlarında sözleşme yapıldığını, sözleşmede belirtilen işlerin bir bölümünün yapıldığını, bu iş ve işlemler dolayısıyla birtakım masraflara girildiğini, ancak ihtarnameye rağmen ödemenin yapılmadığını, davalılarca dava dışı vekiller ... ve ...’nun azledildiğini, makbuz karşılığı yapılan masrafların 12.420,60 TL olduğunu ve Mimarlar Odası Asgari Ücret Tarifesi uyarınca proje hizmet bedelinin 58.920,00 TL olduğunu belirterek toplam 71.340,60 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, imar planında 5 kat yapılaşma izni bulunan müşterek arsalarda öncelikle inşaat izninin 8 kata çıkarılması için gerekli imar tadilatını gerçekleştirip buna uygun bir proje yaptırıp onaylattırarak adlarına inşaat ruhsatı almak ve sonra da inşaatın yaptırılması hususunda kendileriyle taşınmaz satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdetmek üzere davacı şirketin inşaat mühendisi olan yetkili temsilcisi ile onun isteği üzerine bir mimar arkadaşına vekaletname verdiklerini, ancak bu vekillerin görevlerini kötüye kullanmak suretiyle vekillikten azledilmelerine rağmen bu işleri yapma hususunda kendi şirketleri ile bir sözleşme imzalayıp üzerine azilden önceki tarihi koyduklarını, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu, kaldı ki aralarındaki vekalet sözleşmesinin ön şartı olan arsadaki inşaat iznini 8 kata çıkarmadıkları halde yapılan avam projenin 8 katlı binaya göre çizildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Birleşen .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/463 sayılı dosyasında ise ... ve ... tarafından davalılar ...Planlama Dan. ve Tic. Ltd. Şti. ile ... ve ... aleyhine açılan davada, davalı şirket ile diğer davalılar arasında imzalanan 14.3.2011 tarihli sözleşmenin bağlayıcı nitelikte olmadığının tespiti ile şimdilik 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın tahsili talep edilmiştir.
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile, 34.426,60 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Bu dosya ile birleştirilen 2012/463 Esas sayılı dava dosyası yönünden; 14.03.2011 tarihli sözleşmenin davacılar ... ve Şevket Karahasanı bağlayıcı nitelikte olmadığının tespitine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada taraflarca birleşen davada ise davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava dosyasının temyizi yönünden; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalıların tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Birleşen 2012/463 Esas sayılı dosyanın temyizi yönünden;
Birleşen dava, davacılar ... ve ... tarafından, vekilleri olarak tayin ettikleri davalılar ... ve ... ile diğer davalı ....Planlama Dan. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 14.3.2011 tarihli sözleşmenin bağlayıcı olmadığının tespiti ve maddi-manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece, birleşen dosyaya ilişkin olarak davalı sıfatını haiz vekiller ve şirket arasında imzalanan sözleşmenin bağlayıcı olmadığının tespitine ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olup, “sözleşmenin bağlayıcı olmadığının tespitine" dair karar gerekçesi asıl dava dosyasında verilen kısmen kabule ilişkin gerekçe ile çelişmektedir. Şöyle ki, asıl davada davacı şirket ve davalılar ... ve ..."ın vekilleri olan dava dışı ... ile ... arasında imzalanan 14.03.2011 tarihli sözleşmeye istinaden davacı şirket tarafından yapılan harcamaların bir bölümü yerinde bulunularak, bu harcamalar yönünden kabul kararı verildiğine göre sözleşmenin bu şartlarda baştan itibaren geçerli sayılacağı açık olmasına rağmen, birleşen davada bunun aksine sözleşmenin baştan itibaren geçerli olmadığının tespitine karar verilmesi çelişki oluşturmaktadır. Ayrıca birleşen dava dosyasının davacıları ... ve ... tarafından 14.03.2011 tarihli sözleşmenin iradelerine aykırı olarak davalı şirket ile vekilleri olan diğer davalılar arasında el ve işbirliğiyle imzalandığına yönelik iddialarını usulünce ispatlayamadıklarının anlaşılmasına göre, vekil sıfatıyla hareket eden davalılar ... ve .... davacılar .... ve ... tarafından azledildiği tarihe kadar sözleşmenin bağlayıcı olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda birleşen dava yönünden davanın sübut bulmadığından tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde "sözleşmenin bağlayıcı nitelikte bulunmadığının tespitine maddi manevi tazminat isteminin reddine" şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle asıl dava dosyası yönünden davacı ve davalıların temyiz itirazlarının reddine, birleşen dava yönünden 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı şirketin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan hükmün birleşen dosya davalısı ... ŞEHİR PLANLAMA DAN. vE TİC. LTD. ŞTİ. yararına BOZULMASINA, davalı şirketin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 588,00 TL harcın istek halinde davalı ..."a, 587,92 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.