Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/13642 Esas 2017/6690 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Hüküm davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa 21.3.2011 tarihli 6217 sayılı kanunun 30 .maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde, yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkin verilen kararların Yargıtayda duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi.
Davacı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin düzenlenmesine ilişkin kararın tanınması talep edilmiş, mahkemece, tarafların ... Aile Mahkemesinin 2013/710 esas sayılı dosyası ile boşandıkları, boşanma davasında baba ile çocuk arasında kişisel ilişkinin düzenlendiği, düzenlenen kişisel ilişkinin temyiz edildiği ve dosyanın Yargıtay aşamasında olduğu böylelikle aynı davanın daha önce açılmış ve halen görülmekte olması sebebiyle davanın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-1 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
“Aynı davanın daha önce açılmış ve halen görülmekte olmaması" dava şartıdır (6100 sayılı HMK m.114/l-I). Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, bu hususta bir itiraz ileri sürülüp sürülmediğine bakmaksızın davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmakla yükümlüdür (HMK.md.115/1). Bir davanın daha önce açılmış ve görülmekte olan dava ile aynı dava olarak kabul edilebilmesi için, dava konusunun, sebebinin ve taraflarının aynı olması gerekir. Derdestliğe esas alınan aynı mahkemenin 2013/710 esas sayılı boşanma davasının, iş bu davanın davalısı olan erkek tarafından 11.07.2013 tarihinde ikame edildiği; her iki davada, tarafların davadaki sıfatlarının aynı olmadığı gibi her iki davanın dava sebeplerinin de farklı olduğu görülmektedir. Bu durumda eldeki davanın daha önce açılan boşanma davası ile aynı dava olduğu kabul edilemez. Bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. O halde işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.06.2017 (Prş.)