22. Hukuk Dairesi 2017/37924 E. , 2018/5928 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : . Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ö. Kareyel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı, "Pınar Koleji" olarak bilinen davalı işverene ait okulda 01/09/2013 tarihinden 15/08/2016 tarihine kadar tarih öğretmeni olarak çalıştığını,iş akdinin 15/08/2016 tarihinde haksız ve bildirimsiz şekilde feshedildiğini beyanla, işe iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı işveren vekili,davacının görevine çağrılmasına rağmen görevine dönmediğini, 5580 Sayılı Kanunun 9/a. maddesi gereğince özlük haklarının 4857 Sayılı Kanuna tabi olduğunu, bu nedenle davacının bu kanuna göre çıkarılan yönetmelikteki yıllık izin hükümlerine tabii olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen çalışma takvimi ve yönergeyle ilgisi olmadığını, aksi kabul edilse dahi MEB İzin Yönergesinin 22. maddesi gereğince sözleşmeli personelin ihtiyaç duyulduğunda göreve çağrılabileceğini, davacının 01/08/2016 tarihinde ve öncesinde telefonla göreve çağrılmasına rağmen işe gelmediğini, hakkında tutanak tutulmaya başlandığını ve haklı nedenle iş akdinin feshedildiğini beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesi tarafından;davacının devamsızlık yaptığı iddia olunan tarihlerde öğretmen olan davacının tatil döneminde olduğu, 01 Temmuz - 01 Eylül tarihleri arası dönemin öğretmenlerin yaz tatili nedeniyle izinli sayıldıkları, davalı işverenliğe ait okulda 01 Temmuz - 01 Eylül tarihleri arasında öğretmen ve öğrencilerin bulunmadığı, davacının iş akdinin fesih işleminin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle davacının işe iade isteminin kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
Karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından; tarih öğretmeni olan davacının, davalı işyerinde her ne kadar tarihsiz ve hangi dönemi kapsadığı belli olmasa da , belirsiz süreli iş sözleşmesi başlıklı sözleşmeye dayalı olarak çalışmış olduğu ve feshin haklı yada geçerli nedenle yapılmış olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle oyçokluğu ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karara Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı tarafından, davacının 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu"na tabi özel okul öğretmeni olarak çalışması nedeniyle, iş sözleşmesinin yasal zorunluluk gereği belirli süreli olduğu ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığı yönünde muhalefet şerhi konulmuştur.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilip yararlanamayacağı hususu uyuşmazlık konusunu oluşturmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışması gerekir. Aynı Kanun"un 11. maddesinde, “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"ndaki düzenlemenin aksine iş ilişkisinin süreye bağlı olarak yapılmadığı hallerde sözleşmenin belirsiz süreli sayılacağı vurgulanarak ana kural ortaya konulmuştur. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olması asıl, belirli süreli olması istisnadır. Kanunda belirli süreli işlerle, belirli bir işin tamamlanması veya belli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif şartlara bağlı olarak belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilecektir. İşçinin iş güvencesi dışında kalması için başvurulan kötüniyetli uygulamalar korunmamalıdır.
Belirli süreli iş sözleşmesinden bahsedilebilmesi için, sözleşmenin süreye bağlanmış olması ve belirli süreli iş sözleşmesinin yapılması için objektif sebeplerin bulunması gerekir. Objektif sebep olsa bile, sözleşmenin akdedildiği tarihte, iş ilişkisinin sona ereceği tarih belli değil veya belirlenebilir de değil ise, belirsiz süreli iş sözleşmesi söz konusu olur. İş sözleşmesi taraflarca açık olarak belirli bir süreye bağlanmasa bile, işin amacından belirli süreli olduğu anlaşılıyorsa, sözleşmenin örtülü olarak süreye bağlanması söz konusu olur (BK, m. 338/I). Salt süreye bağlı bir iş sözleşmesinin mevcut olması hemen işe iade davasının reddi sonucuna götürmemelidir. Zira, 4857 sayılı Kanun"un 11. maddesi, belirli süreli iş akdini yapma serbestisini sınırlandırmış ve bu tür sözleşmelerin yapılabilmesi, söz konusu hükümde belirtilen objektif şartların varlığına bağlanmıştır. Dolayısıyla iş sözleşmesini belirli süreye bağladıklarında, hakim, objektif ve esaslı şartların var olup olmadığını incelemelidir. İş sözleşmelerinin belirsiz süreli olmasının asıl olmasının sonucu olarak, belirli iş sözleşmesinin varlığını ileri süren taraf bunu ispatla yükümlüdür.
Belirli iş sözleşmesinin varlığının kabulü için hangi durumların objektif neden olarak kabul edilebileceği 4857 sayılı Kanun"un 11. maddesinde örnek kabilinden sayılmıştır: İşin niteliği gereği belirli bir süre devam etmesi, belirli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması. Kanun’da gösterilen bu haller tahdidi olarak değil; örnek kabilinden verilmiş; benzer hallerde belirli iş sözleşmesi kurulması imkanı açık tutulmuştur. Zira, söz konusu hükümde açık olarak “..gibi objektif koşullara bağlı olarak” ifadesine yer verilmiştir.
Türk Hukuk mevzuatında, belirli iş sözleşmelerinin yapılmasını zorunlu kılan veya buna imkan sağlayan düzenlemeler de bulunmaktadır. Örneğin, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. maddesinin 1. fıkrasına göre, Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olmak üzere belirli süreli yapılır. Böylece, özel okul öğretmenleri, müdürü ve diğer yöneticileri ile yapılacak iş sözleşmelerinin belirli süreli olması ve bir yıldan az süreli olmaması zorunludur.
Dosya içeriğine göre davalının işyerinde 5580 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 1. fıkrasına göre, tarih öğretmeni olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, devamsızlık gerekçesiyle feshedilmiştir. Davacı, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında istihdam edilmiştir. 5580 sayılı Kanununun 9/1.maddesine göre; kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi ile yapılacak iş sözleşmesinin, en az bir takvim yılı olması kaydıyla belirli süreli olarak yapılması gerekmektedir. Buna göre; özel okul öğretmenleri ile yapılacak iş sözleşmelerinin belirli süreli olması ve bir yıldan az süreli olmaması zorunlu bulunup, taraflar arasında belirsiz süreli iş sözleşmesinin akdedilmiş olması yada belirli süreli iş sözleşmesinin yenilenmiş olması, sözleşmenin belirli süreli olma niteliğini değiştirmez. Davacı belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Davanın reddi yerine, yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 35,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 122,40 yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 2.180,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, karardan bir örneğin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 07/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.