22. Hukuk Dairesi 2018/2279 E. , 2018/5906 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyulmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftalık yirmibirbuçuk saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmış ise de, işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğu da nazara alınarak, tarafların delillerinin ve özellikle tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden, davacının haftalık onsekiz saat fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi dosya kapsamına uygun düşecektir. Nitekim Dairemizin 24.11.2015 tarihli 2014/18988 Esas ve 2015/31437 Karar sayılı ilamı ile de bu görüş benimsenmiştir. Mahkemece, bu yön nazara alınarak yeniden hesaplama yapılmalıdır.
Diğer taraftan; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma tahakkuku bulunan imzasız bordrolar ile banka kayıtlarının birbiri ile uyumlu olmadığı kabul edilmiş ise de; bu kabul denetime elverişli değildir. Mahkemece, kabul edilen ücret miktarına göre tahakkuk bulunan imzasız bordroların karşılığının banka kanalıyla ödenip ödenmediği tek tek belirlenmeli, var ise fazla çalışma karşılığı yapılan ödemeler bordrolar imzasız olduğundan hesaplanan fazla çalışma ücreti alacağından mahsup edilmelidir.
Ayrıca, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, izin ve tatil sürelerinin fazla çalışma ücreti hesaplamasından dışlanması gerekliliğinin nazara alınmamış olması da doğru bulunmamıştır.
Dava dilekçesi içeriğinden davacının 12.3.2013 tarihine kadar olan fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanmasını talep etmiş olduğu sonucuna varılmasına karşın, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının talebi aşılarak 5.4.2013 tarihine kadar hesaplama yapılması da diğer bir hatalı yöndür.
3-Mahkemece, hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğunun hüküm sonucunda belirtilmemesi suretiyle infazda tereddüte yol açacak şekilde karar verilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde düzenlenen amir hükme aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.