20. Hukuk Dairesi 2018/1643 E. , 2018/5586 K.
"İçtihat Metni".............
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili ve davalıla...... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları sırasında.........246 ada 45 ve 46 parsel sayılı sırasıyla 6342,61 m² ve 4381,71 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar.......... ve arkadaşları adına tarla ve 1 katlı betonarme bina ve tarla vasfıyla tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığı tarih ile tespit tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmadığı ve 3412 sayılı Kanunun 14, 17 ve 18 maddeleri ve Medenî Kanunun 713. maddesi hükümlerini taşımadığı iddiasıyla dava açmıştır.
Diğer davacılar ................ mahkemesine verdikleri dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemiş, mahkemece dava konusu taşınmazlara kadastro tespit tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dava dosyası görevli kadastro mahkemesine aktarılmış ve davalar birleştirildikten sonra mahkemece, birleştirilen dosya davacıları ... Evin ve arkadaşları tarafından;
Hazine, Belediye ve Orman Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
... (Kocaeli Büyükşehir Belediyesi) aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
Birleştirilen dosya davacıları ... ........ ve arkadaşları tarafından dava konusu .........sayılı parsellere açılan davanın hukukî yarar yokluğundan reddine,
Davacı Hazine tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile 246 ada 45 sayılı parselin (A) harfi ile gösterilen 2219,94 m²"lik kısmına açılan davanın reddiyle tespit gibi davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 4122,67 m²"lik kısmına açılan davanın kabulüyle, tespitteki vasfıyla davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 246 ada 46 sayılı parselin; (A) harfi ile gösterilen 469,35 m²"lik kısmına açılan davanın reddiyle tespit gibi davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) harfi ile gösterilen 3912,36 m²"lik kısmına açılan davanın kabulüyle tespitteki vasfıyla davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili ve davalılar ......ve Arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
.......
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Yörede 766 sayılı Kanuna göre yapılıp 1957 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu, 6831 sayılı Kanuna göre yapılıp 22.05.1991 yılında ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B çalışması, 2859 sayılı Kanuna göre yapılıp 21.02.2005 yılında kesinleşen yenileme kadastrosu ve 4999 sayılı Kanuna göre yapılıp 24/12/2010 tarihinde ilân edilmiş fennî hataları düzeltilmiş orman kadastro haritası ile 5831 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen geçici 8. maddesine göre yapılan ek kadastro çalışmaları bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların (B) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu, (A) harfi ile gösterilen bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşılarak Hazinenin davasının kısmen kabulüne ve Kadastro Kanununun 31. maddesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, davacı gerçek kişiler tarafından tescil istemiyle açılan birleşen dava yönünden, taşınmazların kadastro tespitleri kendi adlarına yapıldığına göre davacıların dava açmakta hukukî yararı bulunmadığından sadece bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ayrıca davalılar yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple, hükmün 1. fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinin hükümden çıkarılarak, (f) bendinin 1. fıkrası olarak yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/09/2018 günü oy birliği ile karar verildi.