11. Hukuk Dairesi 2019/2168 E. , 2020/585 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 05.02.2019 tarih ve 2018/459-2019/11 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Esas davada davacı-birleşen davada davalı vekili, müvekkili şirketin "NG" esas ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "ngstyle" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TPMK’ya başvuruda bulunduğunu, 2012/44320 kod numarasını alan başvuruya yapılan itirazın kısmen kabul edildiğini ve 03., 14. ve 35. sınıf mal ve hizmetlerin bir kısmı için tescil sürecinin devamına karar verildiğini, bu sınıflar yönünden müvekkili şirket markaları ile başvuru markası arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu, davalının kötüniyetli olduğunu, müvekkili markasının tanınmış marka olduğunu ileri sürerek TPMK YİDK tarafından verilmiş olan 2014-M-12831 sayılı kararın iptaline, tescil edilmiş olması halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini savunmuştur.
Esas davada davalı-birleşen davada davacı şirket vekili, taraf markaları arasında iltibas riskinin olmadığını savunarak esas davanın reddini istemiş, birleşen davada ise TPMK’ya yapılan başvurunun ilanından sonra davalı şirketin yapmış olduğu itiraz üzerine, başvuru konusu markanın 35. sınıf hizmetlerin bir kısmı için tescil işlemlerinin durdurulduğunu, bu konuda müvekkili şirketin önceye dayalı kazanılmış hakkı bulunduğunu ileri sürerek 2014-M-12831 sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Esas ve birleşen davada davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunmuştur.
Dairemizin bozma ilamına uyan mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile; TPMK YİDK"nın 2014-M-12831 sayılı kararının; 03, 14, 35. sınıflarda yer alan bir kısım mal ve hizmetler açısından iltibas riski bulunduğu gerekçesiyle davacı ... TURİZM A.Ş’nin itirazlarının reddi yönünden kısmen iptaline, 2012/44320 sayılı marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile; TPMK YİDK"nın 2014-M-12831 sayılı kararının; 35. sınıfta yer alan bir kısım mal ve hizmetler açısından iltibas riski varsa da davacı adına 2003/17443 sayılı markası nedeniyle kazanılmış hakkı bulunduğu gerekçesiyle davacı ... Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin itirazlarının reddi yönünden iptaline, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı/birleşen davada davalı vekili ve hem asıl hem de birleşen davada davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 64,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl davada davacı-birleşen davada davalı ile asıl ve birleşen davada davalıdan ayrı ayrı alınmasına, 21/01/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Asıl dava, davalının marka başvurusuna davacı yanca tanınmışlık, kötüniyet ve iltibas tehlikesi bulunmasına dayalı yapılan itirazın kısmen reddine ilişkin YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğü istemlerine, birleşen dava ise, aynı marka başvurusu ile ilgili olarak müktesep hakkın varlığından bahisle 35. sınıfa ilişkin başvuruya vaki itirazın kısmen yönelik YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davalarda, mahkemece de kabul edildiği üzere, asıl davada davalı, birleşen davada davacı ... Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan maka başvurusuna konu “NGSTYLE” ibaresi ile asıl davada davacı, birleşen davada davalı ... Tur. A.Ş.’ye ait “NG” ibareli tescilli markalar arasında iltibas oluşturacak şekilde bir benzerlik bulunmaktadır.
Hal böyle olmakla birlikte, birleşen davada, davacı ... Tekstil Ltd. Şti.’ye ait 2003/17443 nolu “n.g style” ibareli tescilli markanın 35. sınıfta yer alan bazı hizmetler açısından birleşen davacı lehine müktesep oluşturacağı kabul edilerek birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Daire çoğunluğunun kabulünün aksine, birleşen davada varılan bu sonuca katılamıyoruz. Çünkü, Dairemizin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, birbirine benzer markaların varlığı ve taraflardan birisinin önceki tarihte tescilli markasının serisi niteliğinde yeni bir marka tescil başvurusunda bulunması halinde, sonraki marka başvurusunun, mükerrer marka sahibinin markasına yaklaşma, karıştırılmaya yol açılması veya ondan haksız yararlanma niteliğine sahip bulunmaması gerekir.
Bu çerçevede somut dava dosyası incelendiğinde görüleceği üzere, birleşen davacıya ait 2003/17443 nolu marka, el yazısı ile stilize edilmiş “n.g” ibaresini içermektedir. Başvuru yapılan sonraki tarihli markada yer alan “NG” ibaresinin ise, NG Kütahya Seramik A.Ş.’ye ait olup aralarında 35. sınıf hizmetler bakımından da tescilli bulunan markalardaki “NG” ibaresi ile aynıyet derecesinde benzer olduğu açıktır. Bu durumda, başvurunun anılan markaya yaklaştığı, karıştırmaya ve iltibasa yol açacağında duraksanmamalıdır. Şu halde, başvuru sahibinin, başvuru konusu marka ile ilgili olarak, daha önce tescilli markasına dayalı bir müktesep hakkının bulunduğu kabul edilemez.
Açıklanan nedenlerle, birleşen davanın reddi gerektiğini düşündüğümüzden, bu davaya ilişkin yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği kanısıyla, Daire çoğunluğunun birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik mahkeme kararının onanması kararına katılamıyoruz.