Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/105
Karar No: 2015/2019
Karar Tarihi: 30.09.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/105 Esas 2015/2019 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/105 E.  ,  2015/2019 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 06/03/2012
    NUMARASI : 2012/8-2012/54

    Taraflar arasındaki "haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 21.10.2008 gün ve 2007/180 E., 2008/260 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 19.07.2011 gün ve 2009/10198 E.,2011/9226 K. sayılı ilamı ile;
    (...Davacı vekili, müvekkilinin Galatasaray Futbol Takımına ilişkin her türlü tanıtım vasıtalarının kullanılması hususunda Galatasaray Spor Kulübü Derneği ile 19 Eylül 2000 tarihinde imzaladığı sözleşme uyarınca 30 yıllığına sahibi bulunduğu münhasır lisans hakkına dayalı olarak üçüncü şahıslar ile alt lisans sözleşmeleri aktettiğini, davalının Galatasaray Spor Kulübü"nün renklerini, tescilli logo/amblem ve markasını taşıyan çizgi roman ürettiğini/ürettirdiğini, ithal ettiğini, pazarladığını, dağıtımını yaptığını ileri sürerek, davalı şirketin haksız rekabet yaratan eylemlerinin tespitini, önlenmesini ve müvekkilinin mahrum kaldığı kâr ve kazanç kaybı ile uğradığı zararın tazmini amacıyla 30.000.000.000 TL maddi, 5.000.000.000 TL manevi tazminatın tahsilini ve hükmün ilamını talep etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davranışının haksız rekabet şartlarını oluşturmadığını, renklerin başlı başına tescile konu olamayacağını, renklerin kimsenin tekelinde bırakılamayacağını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davalının, davacının Galatasaray Spor Kulubü Derneği ile olan 19 Eylül 2000 tarihli sözleşme ile sahip olduğu GS tescilli logosunu, adını, amblemini ve sarı kırmızı renklerini kullanarak Hasnun Galip - Robensonlar, Galatasaray Destanı adı ile dergi pazarladığı, davalı şirkette yapılan aramada satışa hazır halde üzerinde "Hasnun Galip ve Robensonlar, Galatasaray Destanı" yazılı, ayrıca davacı şirketin logosu bulunan ve Galatasaray"ın tanınmış renklerinin kullanıldığı 68 adet dergi bulunduğu, davalı eyleminin TTK ve 5846 sayılı KHK"nin 84.maddeleri gereğince haksız rekabet ve marka haklarına tecavüz oluşturduğu, % 15 lisans esasına göre, davacının kazanç kaybının 15.443,63 YTL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, davalı şirketin haksız rekabet yaratan eylemlerinin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, dava konusu, "GALATASARAYLI HASNUN GALİP VE ROBENSONLAR"IN ÇANAKKALE DESTANI" adlı kitabın 5846 sayılı FSEK"nun 1/B-(a) ve 2 nci maddeleri uyarınca ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Aynı zamanda, sözkonusu kitap içeriğinde de Galatasaray Lisesi Öğrencilerinin ve Spor Kulubü"nün Gelibolu"da ve Kurtuluş Savaşındaki kahramanlıkları ve faaliyetlerinin çizgi roman şeklinde ifade edildiği anlaşılmaktadır.
    Öncelikle, dava konusu kitap kapağında yer alan Galatasaray Spor Kulubü"nün adı, renkleri, amblemi ve logosundan oluşan tescilli marka ve diğer işaretler, sözkonusu kitapta eser adı ve alameti olarak kullanıldığı, davalının yayıncılık hizmeti ve kitap emtiası için tanıtıcı işaretini oluşturan "MAVİ MEDYA+ŞEKİL" ibaresinin de bu emtia ve yayınlar bakımından mutad olarak kitap kapağının iç ve dış kısımlarında yer aldığı anlaşıldığından, Dairemizin 06.07.2011 gün ve 2009/9174 E, 2011/8313 K sayılı ilamında da açıklandığı üzere, somut uyuşmazlıkta eser ad ve alameti olarak kullanılan bu işaretin 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında markasal bir kullanım olduğundan sözedilmez. Bu bakımdan, davalı kullanımının marka hakkına tecavüz oluşturduğuna ilişkin mahkemenin kabulü yerinde değildir.
    Öte yandan, mahkemece davalı eyleminin 5846 sayılı FSEK"nun 84 ve TTK hükümlerine göre de haksız rekabet oluşturduğu kabul edilmişse de, davacı lisans alan şirketin 5846 sayılı FSEK"nun 84 üncü maddesi kapsamında korunması gereken bir hakkı olduğu kanıtlanamadığından sözkonusu maddenin somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmamaktadır.
    TTK"nun 56 vd. maddelerine dayalı haksız rekabet iddiasına gelince, TTK"nun 57/5 nci fıkrası uyarınca, başkasının emtiası, iş mahsulleri veya ticari işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak, hususiyle de başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarını iltibasa meydan verecek surette kullanmak haksız rekabet oluşturur. Davaya konu uyuşmazlıkta, Türkiye"nin kültürel, tarihi ve sosyal hayatında önemli yer tutan Galatasaray Spor Kulubü"nün geçmişi ve kahramanlıklarından yola çıkılarak hazırlanan ve piyasaya sunulan kitapta, davacı şirketin lisans sahibi olduğu marka, amblem ve logo gibi işaretlerin kitap kapağında eser adı ve alameti olarak yer almasının ne suretle TTK"nun 56 vd. maddelerine aykırılık ve haksız rekabet oluşturduğu, Galatasaray Spor Kulubü ile ilgili bir çizgi romanda anılan kulübe ait işaretlerin kitap kapağında kullanılmasının ticari hayatta dürüstlüğe aykırı bir davranış olarak nitelendirilebilecek hareketlerden sayılıp sayılmayacağı ve anılan eylemin lisans hakkı sahibi davacı şirket yönünden hangi bakımlardan haksız rekabet oluşturacağı tartışılmaksızın mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Ayrıca, davalı eylemi marka hakkına tecavüz oluşturmadığı halde, 556 sayılı KHK"nin 66/b maddesi uyarınca lisans bedeline hükmedilmesi de isabetli olmayıp, kararın bu yönden dahi davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir....)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; davalı şirketin haksız rekabet yaratan eylemlerinin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık; davalı şirket tarafından yayınlanan dava konusu eserde Galatasaray Spor Kulübünün adı, renkleri, amblemi ve logosundan oluşan tescilli markası ile diğer işaretlerinin kullanılmasının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Öncelikle bozma ilamı ve direnme hükmünde belirtilen maddi olgu karşısında uyuşmazlığın çözümü için 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili hükümlerine değinmekte fayda bulunmaktadır.
    Fikir ve sanat eserleri hukukunun temel kavramı “eser”dir. Nitekim 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK) “Tanımlar” başlığını taşıyan 1/B/a maddesinde eser; “sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eseri sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tarif edilmiştir. Tariften de anlaşılacağı gibi bir eserin, yasa karşısında eser niteliğini kazanabilmesi için iki unsur gereklidir. Birincisi objektif unsur ki yasa bunu mahsul (ürün) olarak belirtmiştir. Buna göre eser, evvela temellüke, tasarrufa elverişli maddi bir varlık olarak var olmalıdır.

    İkincisi de, subjektif unsur olup eserin sahibinin özelliğini taşıyan bir fikir ve sanat eseri olmasıdır. 0 halde, bir eserden bahsedebilmek için, ortada “sahibinin” hususiyetlerini taşıyan bir fikir ve sanat “mahsulünün” bulunması gereklidir (Prof. Dr. Fırat Öztan; Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, sayfa 81 vd.).
    Bir eserin sahibi olanlar manevi ve mali haklara sahiptirler.
    Manevi haklar; umuma arz yetkisi, eserde adının belirtilmesini istemek ve eserde değişiklik yapılmasını engellemek şeklinde özetlenebilir.
    Maddi haklar ise; işleme hakkı, çoğaltma hakkı, yayma (kiralamak, ödünç vermek, satmak, dağıtım yapmak) hakkı, temsil hakkı, işaret, ses veya görüntülü araçlarla kamuya sunma hakkı ve pay ve takip hakkı şeklinde ifade edilir.
    Bu haklara sahip kişiler genel olarak bizzat eseri meydana getirenlerdir. Bu kişilerden bu hakları miras yoluyla kazananlar veya sözleşme yaparak devralanlar da mali ve manevi hakları koruyabilirler.
    Anılan Kanunun 84. maddesi aynen; “Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tesbit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3 üncü bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını menedebilir.
    Tecavüz eden tacir olmasa bile birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında haksız rekabete müteallik hükümler uygulanır.
    Eser mahiyetinde olmayan her nevi fotoğraflar, benzer usullerle tesbit edilen resimler ve sinema mahsulleri hakkında da bu madde hükmü uygulanır.” düzenlemesini içermektedir.
    Öte yandan, dava konusu Galatasaray Spor Kulübüne ait logonun davalı tarafından yayınlanan kitapta kullanımının markasal kullanım olup olmadığı hususunun da irdelenmesi gerekmektedir.
    Konuya ilişkin yasal düzenlemeyi içeren; 24/06/1995 tarih 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin amacını düzenleyen 1.maddesinde;
    “Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine uygun olarak tescil edilen markaların korunmasını sağlamaktır.
    Bu Kanun Hükmünde Kararname (KHK), markaların korunmasına ilişkin esasları, kuralları ve şartları kapsar.” denilmekle tescil edilen markaların korunmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
    Anılan KHK"nın dava tarihinde yürürlükte bulunan 61.maddesi de hangi fiillerin marka hakkına tecavüz sayılacağını saymıştır. Buna göre;
    a) 9"uncu maddenin ihlali,
    b)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
    c)Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak,dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak,
    d)Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
    e) (a) ila (c) bendlerinde yazılı fiillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını kolaylaştırmak,” marka hakkına tecavüz sayılmaktadır.
    Öte yandan Türk Ticaret Kanununun (TTK) Dördüncü Faslında düzenlenen "Haksız rekabet", 56.maddesinde "Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir." şeklinde tanımlanmıştır.
    Bu maddeye göre, iktisadi rekabetin varlığı ya da yokluğunda alınacak ölçü, özellikle objektif iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığıdır.
    Eğer bir olayda, objektif iyiniyet kurallarına aykırılık varsa, burada hakkın kötüye kullanımı söz konusudur. Objektif iyiniyet kurallarını, her olayda geçerli kabul edilebilecek bir ölçü bulmak mümkün değildir. Dolayısıyla her somut olayda, iyiniyet kurallarına aykırılığın olup olmadığının kendi şartları içerisinde değerlendirilmesi gerekir.

    Kanun koyucunun buradaki amacı, ekonomik alanda dürüstlük ilkesini hakim kılarak, bunun ihlal edilmemesini sağlamaktır.
    Ekonomik ve ticari hayatta herkes, ahlak ve objektif iyiniyet kurallarına uygun bir şekilde hareket ederek, ancak kendi emek ve gayreti ölçüsünde bir kazançla yetinmelidir. Bir tacirin, kendi emek ve gayretine dayanan kazancı, gerek ahlaki gerekse kanuni yönden meşrudur. Fakat, bir kimsenin en ufak bir yorgunluğa ve zahmete girmeden bir başkasının yıllar yılı didinip alın teri ve göz nuru dökmek suretiyle ancak meydana getirdiği ve tamamen kişisel emek ve gayretinin ürünü olan çalışmasına ortak olması hali, hem ahlak kurallarına bir aykırılık oluşturur ve hem de haksız rekabeti meydana getirir. Bu şekildeki bir haksız rekabet, "parazit-tufeyli" rekabet olarak nitelendirilir. Bir başkasının yıllarca çalışmak suretiyle ancak elde edebildiği emek ve şöhretine elatmak suretiyle -deyim yerindeyse- onun sırtından para kazanmak isteyen kimsenin hareketi, kendi emeğine dayanmadığı için, ahlak kurallarına ve kanun hükümlerine göre, haksız rekabettir (Doğanay, İsmail: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 3.Baskı, Cilt I, Ankara 1990, Sahife 314-318).
    Diğer taraftan, TTK."nun 57.maddesinde ise, yukarıda belirtilen objektif iyiniyet kurallarına aykırı davranışların neler olduğu on bent halinde sayılmış; anılan hükmün "Hüsnüniyet kaidelerine aykırı hareketler hususiyle şunlardır:" ibaresinden sonra gelen 5.bendinde ise; "Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalariyle iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmiyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak" şeklinde beliren eylemlerin objektif iyiniyet kurallarına aykırı hareketlerden olduğu belirtilmiştir.
    Belirtilen bu eylemler sınırlı olmayıp, kanunda sadece başlıca haksız rekabet hallerine yer verilmiş olmakla birlikte, kanunun ifade şeklinden başkaca haksız rekabet hallerinin de bulunabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır.
    Uygulamada, haksız rekabetin en çok rastlanan şekli iltibasa meydan vermek suretiyle başkalarının emek ve masrafıyla elde ettiği haklı şöhrete ortak olmaktır. İltibasın varlığı için, genel olarak normal ve orta seviyedeki bir alıcının piyasaya sürülmüş malı alırken aldanıp aldanmayacağının tespiti gerekir.
    Diğer taraftan, haksız rekabet için iltibas tehlikesinin bulunması bile yeterli kabul edilmektedir.
    Bu arada yeri gelmişken, gelişen sosyo-ekonomik hayatın bir sonucu olarak ortaya çıkan haksız rekabetin bir türüne de, değinmekte yarar vardır.
    Türkiye"deki Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor gibi futbol kulüplerinin uzunca bir süreye ulaşan geçmişleri nedeniyle, bu süre içerisinde kazandıkları başarılarla günümüze kadar gelen bir şöhretleri vardır. Bu spor kulüplerinin bu tanınmışlıkları yurt dışına da taşmıştır.
    Belirtilen kulüpler, toplum nezdindeki bu tanınmışlık sayesinde gelirlerini arttırmak için, ticaret şirketleriyle lisans anlaşmaları yapmaktadırlar. Bu anlaşmayla şirketler, ürettikleri mal ve hizmetlerinde spor kulübünün logosunu, işaretini, futbol takımıyla özdeşleşmiş renklerini, coşturma sloganını, sembolünü, markasını kullanmak suretiyle, anılan kulüplerin imajından oluşan tanınmışlığından yararlanmaktadırlar. Takımlarını destekleyen taraftar kitlesi de bu tür ürünleri tercih ederek satın almaktadır.
    Böylece spor kulübü taraftarının yaptığı bu tercih, anlaşma yapan şirket ürünlerinin satışını arttırmakta, özellikle yeni bir müşteri çevresine ulaşmasına yardımcı olmaktadır.
    Spor kulübüne mal olmuş yukarıda belirtilen özellikler, ürünlerin satışını arttırmada kullanılmakla adeta bu imaj ya da oluşan karakter ticarileştirilmektedir.
    Belirtilen bu imaj ya da marka, bir mal veya hizmet ile özdeşleşmeden kullanılabileceği gibi, onun markası olmadan da, kullanılabilir. Buradaki markanın ayrıca tescil edilmiş bulunması gerekmeyip, tanınmışlığının ispatı yeterlidir.
    Belirtmek gerekir ki, iktisadi alanda, renklerin tek başına sınai mülkiyete konu olamayacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
    Renklerin tek başına kullanımını yasaklayan bir kanun hükmü de yoktur. Bu renklerin, tanınmışlık düzeyi yüksek bir spor kulübüne ait olması da sonucu değiştirmez.
    Ne varki, piyasaya sürülen bir mal veya hizmettin sunumunda, belli bir spor kulübüne mal olmuş renkler kullanılmakla birlikte bu spor kulübünü anımsatacak, çağrıştıracak veya intiba bırakacak şekilde, "taraftar, futbol, spor kulübü, şampiyon" vb. ibarelerin de kullanılarak, oluşan kompozisyonun, o spor kulübünün taraftar kitlesi nezdinde iltibasa veya iltibas tehlikesine neden olacağı anlaşılıyorsa, artık bu durumda haksız rekabetin oluştuğunu kabul etmek gerekir.Anılan hususlar YHGK"nun 04.07.2010 gün ve 2010/396 E., 2010/371 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
    Somut uyuşmazlıkta; davaya konu “Hasnun Galip ve Robensonlar, Galatasaray Destanı”+ başlıklı Türkiye"nin kültürel, tarihi ve sosyal hayatında önemli yer tutan Galatasaray Spor Kulübü’nün ve Galatasaray Lisesi öğrencilerinin Çanakkale Savaşında yaptıkları kahramanlıklarından yola çıkılarak hazırlanan ve piyasaya sunulan kitapta İngiliz kökenli Robenson ailesinin İstanbul"a gelişi, üç oğullarının da Galatasaray Lisesine yazılışları, Türk ordusuna ve savaşa katılışları, iki kardeşin şehit olması, üçüncü çocukları Ahmet Robenson’un Galatasaray Spor Kulübüne başkan oluşu, Galatasaray’lı futbolcu H.Galip’in ve paşa çocuğu olmalarına rağmen rağmen savaşa gönüllü yazılan Galatasaray Lisesi öğrencilerinin şehit olması anlatılmış olup kitabın konusu nedeniyle genelinde sarı kırmızı renkler hakim olarak kullanılmış, kitabın kapağında Galatasaray Lisesinin her iki yanında birer logo, H.. Galip’in şehit olduğunu gösteren sayfada ve A.. R... 1925 yılında Galatasaray Spor Kulübüne başkan seçildiğinin anlatıldığı sayfada birer logoya yer verilmiştir.
    Dava konusu çizgi roman FSEK’nın 1/B/a anlamında eserdir. Taraflar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Dava konusu kitap kapağında davalı şirketin yayıncılık hizmeti ve kitap emtiası için tanıtıcı işaretini oluşturan "Mavi Medya+Şekil" ibaresi de bu emtia ve yayınlar bakımından mutad olarak kitap kapağının iç ve dış kısımlarında yer almaktadır. Davacının lisans aldığı Galatasaray Spor Kulübü’nün adı, renkleri, amblemi ve logosundan oluşan tescilli marka ve diğer işaretler ise davalının ibaresinden daha büyük ve ön plana çıkarılacak şekilde değil eser adı ve alameti olarak kitabın çeşitli sayfalarında toplam dört kez ve kitabın konusu ve anlatım bütünlüğü içinde ilk bakışta göze çarpmayacak şekilde kullanılmıştır. Davacı şirket tarafından gönderilen ihtardan sonra kitabın "HASNUN GALİP VE ROBENSONLAR-GALATASARAY DESTANI" olan başlığı davalı şirket tarafından "GALATASARAYLI HASNUN GALİP ve ROBENSONLARIN ÇANAKKALE DESTANI" olarak değiştirilmiş olup halen dosyada bu kitap bulunmaktadır.
    Hal böyle olunca; davacı şirkete ait logonun eser adı ve alameti olarak dava konusu eserde yer aldığı açık olup markasal bir kullanımdan söz edilemeyeceği gibi FSEK’nın 84. madde kapsamında davacı şirketin ihlal edilen bir hakkının bulunduğu da kanıtlanamamış, davalı şirketin eyleminin ne şekilde iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturduğu da karar yerinde tartışılmamıştır.
    Bu nedenle, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 30.09.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi