18. Hukuk Dairesi 2014/17155 E. , 2015/5964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, .... Köyü 20445 ada 18 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki muhdesatın kamulaştırma bedelinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Dosyada mevcut bilirkişi kurulu raporlarına ve mahkemenin değerlendirmesine göre dava konusu taşınmazda kesim çağına gelmiş (10-15 yaş) 61 adet kavak ağacı bulunmaktadır. Kesim çağına gelmiş olan bu ağaçlar davalı tarafından kesilip nakledilebileceğinden ve ayrıca bu ağaçların enkaz değerleri nihai net üretim gelirine eşit olduğundan, sözü edilen kavak ağaçlarına herhangi bir değer verilmesinin söz konusu olamayacağı gözetilmeden değer takdir edilmiş olması,
2-Mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları değerlendirilerek ağaçların yaş ve cinsleri arasında çelişki bulunması nedeniyle birbirine yakın değerleri içeren raporların esas alınması gerektiği kanaatine varılmış olmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaş ve cinsleri belirtilmek suretiyle 2011 yılı rayiç değerlerinin gıda, tarım ve hayvancılık il müdürlüğü verileri dikkate alınarak hesaplanması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla , dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği 24.03.2012 tarihinden karar tarihi ne kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 14.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.