11. Hukuk Dairesi 2016/12994 E. , 2018/4392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/04/2016 tarih ve 2015/643-2016/330 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili olan şirket ile davalı banka arasında 4 adet kredi sözleşmesi imzalandığını, zikredilen kredilerin kullanımı aşamasında davalı banka tarafından, dosya masrafı komisyon, masraf tahsili gibi çeşitli adlar altında müvekkiline bilgi dahi verilmeden hesabından kesinti yapıldığını, yapılan bu kesintilerin iadesi için davalı bankaya noter aracılığıyla ihtar çektiklerini, davalı yanca ihtarnamelerine verilen cevapta, yapılan kesintilerin sözleşmede kararlaştırılmış olduğu ve müvekkilinin bu kesintileri peşinen kabul ettiği bildirilmişse de, yapılan sözleşmenin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu ve TBK"nın genel işlem koşuluna ilişkin hükümlerine göre, sözü edilen sözleşmede müvekkili aleyhine öngörülmüş olan hükümlerin geçersiz olduğunu, müvekkilin davalı bankadan kullanmış olduğu krediyi vadesinden evvel kapatmak için 25.12.2014 tarihinde bankaya 1.510.000,00 TL yatırdığını ancak davalının yatırılan bu bedele rağmen ipotekleri çözmediği gibi yatırılmış olan parayı 20.01.2015 tarihine kadar haksız yere nezdinde tuttuğunu, bankaların para işleten kurumlar olduğu göz önüne alındığında, davalı bankanın müvekkiline ait parayı haksız yere nezdinde tutmuş olması sebebiyle sebepsiz yere zenginleştiğini ileri sürerek davalı tarafça dosya masrafı, komisyon gibi adlar altında müvekkilinden kesmiş olduğu bedellerin fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL"sinin kesinti tarihlerinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yine davalı yanca erken ödeme komisyonu -masraf tahsilatı ve BSMW tahsilatı adı altında müvekkilinden kesilmiş olan bedellerin fazlaya dair hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 500.00 TL"lik kısmının kesinti tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve davalı bankanın erken ödeme için yatırdığı tutarı haksız yere nezdinde tutması sebebiyle sağlamış olduğu haksız zenginleşme için fazlaya dair hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik 500,00 TL"nin reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, tacir olan ve basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacının TBK"nın genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinden yararlanamayacağını ve tacir olan müvekkilinin yapmış olduğu işlemler karşılığında ücret talep etmeye hakkı bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari kredi sözleşmesinden kaynaklandığı bu nedenle uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki kanun hükümlerine göre çözülmesinin mümkün olmadığı, davacının bankaya sunmuş olduğu dilekçeyle kredilerin erken kapatılması için alınacak komisyonların bilgisi dahilinde olduğunu ve kesilecek tutarı da kabul ettiğini bildirdiği hal böyleyken haksız yapılan bir kesintiden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, taraflar arasında akdedilmiş bulunan kredi sözleşmesi sebebiyle davalı banka tarafından kredi masrafı, komisyon ve erken kapama komisyonu gibi adlar altında davacıdan tahsil edilmiş olan ücretlerin iadesine ve davalı bankanın davacıya ait parayı haksız yere nezdinde tutması sebebiyle sağladığı iddia edilen sebepsiz zenginleşmenin tazminine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 297. ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasanın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Somut olayda, mahkemece dava tümüyle reddedilmişse de; mahkeme hükmünde, davacının, sadece erken kapatma komisyonunun iadesine ilişkin talebiyle ilgili açıklamalara yer verilerek bu talebinin hangi gerekçelerle reddedildiği açıklanmış, dava konusu diğer talepler olan, kredi masrafı, komisyon gibi isimler altında davalı yanca tahsil edilmiş olan ücretlerin iadesine ve sebepsiz zenginleşmenin tazminine ilişkin olarak hiç bir açıklamaya yer verilmeyerek, bu taleplere ilişkin davanın neden reddedildiği gerekçelendirilmediğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 07/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.