7. Hukuk Dairesi 2014/2429 E. , 2014/6775 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bursa 4. İş Mahkemesi
Tarihi : 23/10/2013
Numarası : 2013/571-2013/691
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili davacının davalıya ait işyerinde çalışırken emekli olduğunu, milli bayram ve genel tatil çalışmaları karşılıklarını aldığını ancak fazla ödendiği gerekçesi ile bir kısmının geri alındığını, ayrıca hakkında haksız yere 1 yevmiye kesme cezası uygulandığını iddia ederek haksız olarak geri alınan milli bayram ve genel tatil çalışma ücretinin davalıdan tahsilini, haksız uygulanan disiplin cezasının iptalini, haksız kesilen yevmiyelerinin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkmece geri alınan milli bayram ve genel alacağı bakımından talebin kabulüne, disiplin cezasının iptali talebinin ise İş Mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesi ile reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine 9. Hukuk Dairesi tarafından disiplin cezasının iptaline dair istemin, İş Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesi ile bozulmuş, bozma kararına uyan Mahkeme, yapılan yargılama sonrasında disiplin cezasının iptaline, kesilen 1 günlük yevmiyenin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, diğer talebin ise feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin bu kararının da temyizi üzerine Dairemizin 16.04.2013 tarihli ilamı ile özetle, “...Eldeki davaya konu 12.Dönem TİS"nin Ceza Cetvelinin 53.maddesine göre 1 Gündelik Kesme disiplin cezası verilen fiil, davacının 18/02/2008 günü mesaiye gelmemesi üzerine 20/02/2008 tarihinde alınan savunmasında Bursa"da bir konu ile ilgili inceleme yapan Başmüfettiş Cevdet Dağlar"ın kendisini çağırdığını ve ona ifade verdiğini beyan etmesi üzerine yapılan araştırmada bu durumun gerçek olmadığının ve bu şekilde davacının amirlerine yalan ve yanıltıcı beyanda bulunduğunun anlaşılmasıdır.
Dosyaya davacı tarafından sunulan başmüfettiş ve müfettiş imzalı belgeye göre bizzat davacının müfettişe giderek kendi talebi üzerine görüşme yaptığı, bu hali ile davacının başmüfettişin kendisini çağırdığı yönündeki savunmasının doğru olmadığı anlaşılmakla davacıya verilen disiplin cezası doğru olup, mahkemece disiplin cezasının iptaline, kesilen yevmiyenin iadesine ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.” gerekeçesi ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, ancak davacı asilin beyanını almış, davacının bildirdiği tanığı dinleyerek yeniden davanın kısmen kabulüne ve davaya konu edilen disiplin cezasının iptaline, haksız kesilen yevmiyenin iadesine karar vermiştir.
Öncelikle belirtmelidir ki; 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve istenilenler kapsamında işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir. Uzun yıllardan beri Yargıtay"ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir.
Somut olayda; mahkeme bozma kararına uyduğuna göre bozma kararına göre işlem yapmak yani davayı reddetmekle yükümlü iken, bozma kararının sınırlarını aşarak davacı bozma kararları öncesi kendisine verilen kesin süre içinde tanık bildirmemiş iken ikinci bozma kararından sonra bildirdiği tanığını üstelik davalı tarafın yokluğunda diyeceğini sormadan dinleyerek davanın disiplin işleminin iptali bakımından kabulüne karar vermesi hatalı olmuştur. Kaldı ki, davacı asil de müfettiş ile kendisinin talebi üzerine görüştüğünü beyan ettiği gibi tanık ilk görüşme talebinin kimden geldiğini bilmediğini belirtmiştir. Hal böyle olunca davanın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.