Abaküs Yazılım
13. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/301
Karar No: 2018/6048
Karar Tarihi: 18.04.2018

Hırsızlık - Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2017/301 Esas 2018/6048 Karar Sayılı İlamı

13. Ceza Dairesi         2017/301 E.  ,  2018/6048 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    02.12.2016 gün ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 36. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi değiştirilerek;
    "Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir”... şeklindeki düzenleme karşısında, yerel mahkemece verilen direnme kararı üzerine dosya Dairemize gönderilmekle;
    Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
    a)Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
    b)Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
    c)Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
    d)İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak, suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yargıtay 22. Ceza Dairesinin 28.03.2016 tarih, 2015/14283 esas ve 2016/4582 karar sayılı kararı ile 29.11.2012 tarihli ilk hükmün; sanığın Collezione isimli mağazadan satışa sunulan 35 TL değerindeki sweati üzerine giyip parasını ödemeksizin çıkarken yakalanması şeklindeki olayda; 5237 sayılı TCK"nın 3/1. maddesinde öngörülen "suç işleyen kişinin işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı" bir yaptırımla cezalandırılması gerektiği ilkesi gözetilmeden, aynı Kanunun 61. maddesinde belirtilen nedenler somut biçimde tartışılırken dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde "olayın meydana geliş şekli, suça konu eşyanın niteliği ve sayısı ile değeri, sanığın saik ve amacının" alt sınırdan uzaklaşma nedeni olarak gösterilmesi, ayrıca "sanığın sabıka kaydı, suç işlemekteki eğilimi" şeklinde yasal olmayan gerekçe ile fiilin ağırlığıyla bağdaşmayacak şekilde alt sınırdan önemli ölçüde uzaklaşılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması, nedeniyle bozulmasından sonra, yerel mahkemece “Yargıtay bozma kararının, sanığın suç işleme alışkanlıklarına ve dosya içeriğine uygun olmadığının ve bozma kararında “...olayın meydana geliş şekli, suça konu eşyanın niteliği ve sayısı ile değeri ve sanığın saik ve amacının, alt sınırdan uzaklaşma nedeni olarak gösterilmesi, ayrıca sanığın sabıka kaydı ve suç işlemekte ki eğilimi şeklinde yasal olmayan gerekçe ile....” şeklinde yapılan değerlendirmenin kabul edilebilir olmadığının düşünüldüğü zira; Sanık ..."ın Eskişehir İlinde ki bütün ceza mahkemeleri ve hakimleri tarafından tanınan ismen bilinen bir kişi olduğu, sanığın hakkında özellikle hırsızlık suçlamalı bir çok kamu davasının bulunduğu, bu durum, bozma öncesi yapılan kovuşturma sırasında da sanık hakkında ki kamu davaları ile ilgili iddianame örneklerinin celp edilerek dosya içerisine konulması ile işaret edilmeye çalışıldığı, sanığın, küçük yaşına rağmen suç işlemeyi ve özellikle hırsızlık yapmayı alışkanlık ve yaşam biçimi haline getirdiği, Bozma öncesi kararda TCK 61. maddesinde işaret edilen şekilde; olayın meydana geliş şeklinin, olayın meydana geldiği yer ve zamanın, sanığın saik ve amacının, sanığın eylemine uyan ceza süresinin belirlenmesinde birlikte değerlendirildiği ve bu durumun da gerekçeli kararda açıklanmaya çalışıldığı, tabi ki bu değerlendirme yapılır iken ayrıca suça konu eşyanın maddi değer düşüklüğünün ve sanığın sabıka kaydında henüz kesinleşmiş bir mahkeme ilamının kayıtlı olmadığının da göz önüne alınmış olduğu, eğer ki, eşya birden fazla ve daha değerli ve sabıka kaydında kesinleşmiş ilamlar da mevcut olsa idi, sanık hakkında açıklanan ceza süresinin daha da fazla olabileceği, gerekçeli kararda açıklama yapılır iken bu unsurlardan da bahsedilmesinin, olayın değerlendirilmesi ve toplam ceza süresinin belirlenmesinde, sanığın lehine ve aleyhine olan bütün bu unsurlarının birlikte göz önüne alınarak değerlendirme yapıldığına işaret etme kaygısından ibaret olduğu, herhalde ki, gerekçeli kararın yazım şeklinde olabilecek ve okuyan kişinin edebi anlayışına uygun olmayan komposizyon nitelik veya eksikliklerinin, davaya konu suça dayalı dosya içeriği ve sanığın kişilik ve şahsi özelliklerinin üstünde bir bozma nedeni yapılmasında ki değerlendirmenin de hukuki ve kanuna uygun olmadığı,” gerekçesiyle bozma ilamına direnilmesine karar verildiği, ilk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçe ile ilk hükümdeki gibi karar verildiği anlaşılmıştır.
    Bu itibarla, yerel Mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmayıp, ilk hükümde yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle kurulan hüküm olduğundan yeni hüküm niteliğinde kabul edilmek suretiyle yapılan temyiz incelemesinde;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Müştekinin sorumlu müdürü olduğu mağazadan çaldığı kıyafetin değerinin 35 TL civarında olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan değerin az olması nedeniyle, 5237 sayılı TCK"nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi