Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2327 Esas 2015/2012 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2327
Karar No: 2015/2012
Karar Tarihi: 30.09.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2327 Esas 2015/2012 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, davacının 2001 yılında tasarladığı Ankart-1 Ankara Sanat Fuarı logosunun, davalı tarafından izni olmadan değiştirildiği ve manevi haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle manevi tazminat talebini kabul etmiştir. Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın 16/1. ve 70. maddelerine göre, eser sahibinin izni olmadan eserde değişiklik yapılamayacağı ve manevi hakları haleldar edilen kişinin manevi tazminat talep edebileceği belirtilmiştir. Mahkeme, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve Özel Daire bozma kararına uyulması gerektiğini belirtmiştir. Kanun maddeleri: Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın 16/1. ve 70. maddeleri.
Hukuk Genel Kurulu         2013/2327 E.  ,  2015/2012 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 31.01.2008 gün ve 2006/404 E., 2008/80 K. sayılı karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 03.02.2011 gün ve 2009/14740 E., 2011/958 K. sayılı kararı ile;
    “...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının maddi tazminat istemine yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davacının manevi tazminat istemine yönelik temyizine gelince; ihbar olunan Çağdaş Sanatlar Vakfının kurucu üyesi olduğunu belirten davacı, davalı vakıf tarafından geleneksel olarak düzenlenen Ankart-1 Ankara Sanat Fuarı"nın 2001 yılı logosunu tasarladığını, davalı tarafından yayınlanan dergilerde bu logonun kullanıldığını, özgün tasarım ve sanat eseri niteliğinde bulunan logonun davalı tarafından 2002 yılı fuarı için değiştirilerek kullanıldığını belirterek, davalının Fikir ve Sanat Eserleri Yasası"nın 4/6. maddesi uyarınca maddi, aynı Yasa"nın 70. maddesi uyarınca manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını ve saldırının önlenmesini istemiştir.
    Davalı ise, güzel sanat eseri niteliğinde olmayan dava konusu logo Vakıf için yapıldığından maddi tazminat istenemeyeceğini ileri sürerek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporu içeriğinden; Fikir ve Sanat Eserleri Yasası kapsamında eser niteliğinde olan dava konusu logonun, davacının izni alınmadan üzerinde değişiklik yapılarak eserin özgün yapısının değiştirildiği anlaşılmaktadır.
    Fikir ve Sanat Eserleri Yasası"nın 16/1. maddesinde yer alan “Eser sahibinin izni olmadıkça eserde veyahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz…” biçimindeki düzenleme ile aynı Yasa"nın 70. maddesindeki ”Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir...” biçimindeki düzenlemeye göre “izinsiz değiştirme” nedeniyle davacı yararına uygun bir manevi tazminat takdir edilmelidir...”
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Uyuşmazlık; davacıya ait logoda kısmi değişiklikler yapılmasının manevi tazminatı gerektirip gerektirmediği notasında toplanmaktadır.
    Bilindiği üzere eser sahibinin eser üzerinde şahsi hakları dışında eserle manevi bir bağının da olduğu kabul edilmektedir; eser sahibi eseri para karşılığı satsa bile eser üzerindeki manevi hakları

    devam eder. Bu haliyle davalının tutumu manevi hak ihlali sayılır.
    O halde tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 30.09.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.