10. Hukuk Dairesi 2020/9623 E. , 2021/3533 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
...
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile davalılar ... vekilleri ve ...İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434. maddesi (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 368. maddesi) ile ilgili 25.01.1985 gün ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hükmü gereğince, temyiz isteği, dilekçenin temyiz defterine kaydettirildiği tarihte yapılmış sayılır ve temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödenmiş veya hiç ödenmemiş olduğunun sonradan anlaşılmış bulunması halinde, karar veren Hakim tarafından yedi günlük kesin süre tanınarak, bu süre içerisinde tamamlanması veya ödenmesi, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı temyiz edene yöntemince ve yazılı olarak bildirilir. Ancak temyiz harcının mahkeme kalemince hesaplanıp temyiz edenden istendiği halde süresinde ödenmediği belgelendirilmiş ise temyiz isteğinin reddi gerekir.
Dosya kapsamı incelendiğinde, ek kararla davalılardan ...İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... yönünden muhtırada belirtilen nisbi harcın verilen sürede tamamlanmadığı gerekçesiyle kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiş ise de; davalılardan ...İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin adresine çıkarılan temyiz harcının tamamlatılmasına ilişkin tebligatın bila tebliğ dönmesine rağmen Tebligat Kanununun 35. maddesine istinaden tekrar tebliğe çıkartılmamış olduğu ve böylece davalı şirkete herhangi bir tebliğin yapılmadığı öte yandan davalı ...’ın bilinen son adresine gerekçeli kararın usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen temyiz harcının tamamlatılmasına ilişkin tebligatın bu adrese değil de başkaca bir adresine yapıldığı,yapılan bu tebligatın ise bila tebliği üzerine aynı adrese bu defa mernis adresidir şerhi ile Tebligat Kanununun 21. maddesinin 2. fıkrasına istinaden tebligatın yapıldığı,bu nedenle Tebligat Kanunun 10. maddesi uyarınca davalının bilinen adres var iken bu şekilde çıkarılan tebligatın da usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla; ...İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve ... hakkında usule aykırı olarak düzenlenen tebligatlara dayanılarak süresinde temyiz harcını yatırmamış olmaları nedeniyle adı geçen davalıların temyiz başvurusundan vazgeçmiş sayılmalarına ilişkin 19.03.2019 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve temyiz konusu hükmün esastan incelenmesine karar verilmiştir.
2-) Hükmün esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre,davalıların tüm,davacı Kurumun sair temyiz itirazlarının reddi gerekmektedir.
27.08.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir(sosyal yardım zammı ile birlikte) ile birlikte oluşan kurum zararının 506 sayılı Yasa"nın 26. maddeleri uyarınca teselsülen tahsili istemine ilişkin olup, sosyal yardım zammı da rücuan tazmine konu alacaklardan olduğu halde Mahkemece hesaplanan rücu alacağının dışında tutulduğu bu nedenle davalıların kusur toplamı olan %75 oranına göre Kurumun talep edebileceği alacağı 48.574,13 TL olması gerekirken Mahkemece toplam 48.040,77 TL’ye hükmedilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, dava teselsül hükümlerine dayalı olarak açılmış olup, kurum zararının Mahkemece davalılardan teselsülen tahsiline karar verilmesi gerekirken her bir davalının kusuruna düşen tazminat tutarının ayrı ayrı belirlenerek hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 370. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının tamamen silinerek yerine,
1-Davanın kısmen kabulü ile 48.574,13 TL gelirin tahsis onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli toplam 3.318,10 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, reddedilen kısım yönünden davacı SGK harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yargılama gideri olarak sarf edilen toplam 747,00 TL’den davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 560,25 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kurum kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre hesaplanan 5.643,15-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılardan ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre hesaplanan 1.942,97-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ..."e verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi ve HMK’nın Gider Avansı Tarifesinin 5/1. maddesi uyarınca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,” cümlelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalılardan ...İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti., ... ve ..."den alınmasına 17.03.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.