8. Ceza Dairesi 2019/10290 E. , 2020/11106 K.
"İçtihat Metni"6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkındaki Kanun"a muhalefet suçundan sanık ..."ün anılan Kanun’un 13/1, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 59, 72 ve 647 sayılı Kanun"un 4/1. maddeleri uyarınca 3.666,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Marmaris 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2006 tarihli ve 2006/106 esas, 2006/296 sayılı kararının infazı sırasında, hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun"la değiştirilen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, sanığın 10 ay hapis ve 366,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve sanığın 5 yıl süre ile denetime tâbi tutulmasına ilişkin Marmaris 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/10/2008 tarihli ve 2008/92 esas, 2008/214 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbarı üzerine, hükmün açıklanmasına ve 6136 sayılı Kanunu’nun 13/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 366,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Marmaris 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/05/2018 tarihli ve 2018/84 esas, 2018/266 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre,
1-Marmaris 2. Asliye Ceza Mahkemesince duruşma açılmak suretiyle sanık hakkında hüküm kurulmuş ise de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 19/09/2008 tarihli ve 2008/12198 esas, 2008/9890 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece duruşma açılmasını müteakip, sanığın celp edilmesi, varsa diyecekleri sorulup, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği, somut olayda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 195. maddesine göre bilinen son adresine yapılan meşruhatlı duruşma çağrı tebligatının tebliğ edilmemesi üzerine sanığın hazır olmadığından bahisle hüküm açıklandığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesine göre bilinen son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bunun da bulunmaması halinde, kendisine daha önce kanunî usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan Kanun"un 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin de olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği anlaşılmakla, tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilmeksizin sanığın yokluğunda karar verilmesinde,
2- Marmaris 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/10/2008 tarihli ve 2008/92 esas, 2008/214 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. maddesi gereğince, adı geçen sanık yararına olan ve hükümden önce yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi ve bu maddenin 6. fıkrasına 25/07/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesi ile eklenen cümle gözetilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde mahkemesince değerlendirme yapılmış ise de; 10/07/2006 tarihli ilk kararda, sanığın neticeden 3.666,00 Türk lirası adlî para cezası cezalandırılmasına karar verilmesi karşısında, bu cezanın sanık için kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca yapılan uyarlama yargılamasında, 10 ay hapis ve 366,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayin olunmasında isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.03.2019 gün ve 1235 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.03.2019 gün ve KYB/2019-31407 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1-)5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme gereğince denetim süresi içerisinde suç işlendiği ihbarı üzerine mahkemesince duruşma açılıp hükümlünün usulüne uygun davet edilmesi, varsa diyecekleri sorulup, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra hükmün açıklanması gerektiği, somut olayda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 195. maddesine göre bilinen son adresine yapılan meşruhatlı duruşma çağrı tebligatının tebliğ edilmemesi üzerine hükümlünün hazır olmadığından bahisle yokluğunda hükmün açıklandığı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesine göre bilinen son adreste tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde yer alan adresi araştırılarak buraya tebligat yapılması, bunun da bulunmaması halinde, kendisine daha önce kanunî usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan Kanun"un 35. maddesine göre tebligat yapılması, daha önce kendisine tebligat yapılan adresin de olmaması halinde ise, adres araştırması ile yeni adres tespitine çalışılıp, bulunamaması halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği ve tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilmeksizin hükümlünün savunması alınmadan ve yokluğunda karar verilmesi suretiyle savunma hakkının ihlali,
2-)Ceza Genel Kurulu"nun 03.04.2018 tarih ve 2017/853 Esas, 2018/135 Karar sayılı ilamı ve 09.02.2016 tarih ve 2014/71 Esas, 2016/42 Karar sayılı ilamı gözetildiğinde, 10/07/2006 tarihli ilk kararda, hükümlünün neticeden 3.666,00 Türk lirası adlî para cezası cezalandırılmasına karar verildiği ve hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi uyarınca yapılan uyarlama yargılaması sonucunda denetim süresi içinde suç işleyen hükümlü hakkında açıklanan hükümde 10 ay hapis ve 366,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilmesi suretiyle CMK"nın 326/son maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden Marmaris 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 24.05.2018 gün, 2018/84 Esas, 2018/266 sayılı Kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.