Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının, başlatılan genel haciz yoluyla takibe karşı borçlunun itirazı üzerine, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, itirazın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
634 Sayılı Kanun"un 37/son maddesine göre; kesinleşen işletme projeleri ile kat malikleri kurulunun işletme giderleri ile ilgili kararları İİK"nun 68. maddesinde yazılan belgelerden sayılır. Anılan madde hükmüne göre işletme giderleriyle ilgili kat malikleri kurulu kararının takip konusu yapılabilmesi için ilgilisine tebliğine de gerek bulunmamaktadır. Kat malikleri kurulu kararları, sulh hukuk mahkemesince iptal edilmediği sürece yukarıda açıklanan geçerliliğini ve etkinliğini korur. Anılan kararların geçerli olup olmadığı ise, yine genel mahkemece yapılacak yargılamada tartışılması gereken hususlar olup, dar yetkili icra mahkemesinde bu konuda inceleme yapılamaz.
Aynı kanunun 17/son maddesi gereğince, kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde, yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanılmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi gayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti kanunu hükümleri uygulanır.
Somut olayda, kat irtifakı sahipleri kurulu kararına dayalı olarak genel haciz yoluyla takip yapıldığı görülmektedir.
Alacaklı icra mahkemesine başvurusunda, taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulduğunu, müteahhidin inşaatı yarım bıraktığını, bu konuda tespit yaptırdıklarını ve Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/04/2011 tarih ve 2010/413 E.-2011/121 K.sayılı kararı ile sözleşmenin feshine karar verildiğini, kat irtifakı kurulan binanın tamamlanması hususunun görüşülmesi ve karar alınması için kat irtifakı sahiplerinin olağanüstü toplantıya çağrıldığını, 17/09/2011 tarihli toplantıda tüm blokların ve inşaatın kat malikleri tarafından arsa payları oranında masraflara katılmak sureti ile yaptırılıp bitirilmesine karar verildiğini, 01/10/2011 tarihli toplantıda inşaatın tamamlanması için gerekli miktarın belirlendiğini ve kat irtifakı sahiplerinin arsa payları oranında on iki taksitte ödemesine karar verildiğini belirtmiştir. Yine başvuru dilekçesine ekli Eskişehir 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 13/03/2012 tarih ve 2011/1646 E.-2012/459 K.sayılı kararının, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/371 D.İş sayılı dosyasının incelenmesine ilişkin kısmında, tespite konu taşınmazın zemin katının
tamamlanarak market olarak kullanıldığı, inşaatın fiilen kullanılan iş yeri haricindeki kalan kısmında fiziki gerçekleşme oranının %47,80 olduğu açıklanmıştır. Gerek alacaklının başvuru dilekçesindeki beyanlardan gerekse Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/371 D.İş sayılı dosyasındaki tespitten kat irtifakı kurulan yapının fiilen tamamlanmadığı ve bağımsız bölümlerin üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılmadığı, diğer bir ifade ile 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 17/son maddesindeki koşulların oluşmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, takibe dayanak yapılan kat irtifakı sahipleri kurulu kararından da anlaşıldığı üzere alacak, inşaatın tamamlanması için gerekli bedeldir. Bu durumda, henüz kat irtifakı kurulu gayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti kanunu hükümleri geçerli olmaz. Dolayısıyla, takibe konu edilen kat irtifakı sahipleri kurulu kararı hakkında 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 37/son maddesinin uygulanması mümkün değildir.
O halde, mahkemece, alacak, İİK"nun 68/1. maddesinde yer alan ve mücerret borç ikrarını içeren bir belgeye dayanmadığına göre, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.