5. Hukuk Dairesi 2019/1822 E. , 2020/4039 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş, davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 05/03/2020 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek, dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
1) ... ilçesi ... Köyü 1347 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz ile emsal olarak kabul edilen taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonunca belirlenen emlak vergisine esas m² değerleri karşılaştırıldığında, emsal taşınmazın dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmaz emsalden daha değerli olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığından, rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi; dava konusu taşınmaz ve içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgeler Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik incelemeyle dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatından emsalden kesilen düzenleme ortaklık payı oranında indirim yapılmak suretiyle hesap yapan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Yasa ile değişik 10/9 maddesi uyarınca bozma kararı sonrası oluşan fark bedele işletilecek yasal faizin bitiş tarihinin kararın kesinleşme tarihi olması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi,
3) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği yalnızca davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.