Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4221
Karar No: 2018/12673
Karar Tarihi: 20.09.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2017/4221 Esas 2018/12673 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2017/4221 E.  ,  2018/12673 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen ......... davası sonunda, yerel mahkemece davanın davalı ... yönünden davanın ...... nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili ile davalı ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis ve tazminat isteklerine ilişkindir.
    Davacılar asıl ve birleştirilen davalarında, mirasbırakanları ......’in paydaşı olduğu dava konusu 1112 ada 15 sayılı parseldeki 24/450 payını davalı oğlu .........’a, 19/450 payını davalı oğlu......’e, 15/450 payını birleşen davanın davalısı gelini ......’ya, 19/450 payını davalı oğlu ......’e 13.12.2002 tarihinde, 19/450 payını ise davalı oğlu ......’a 16.12.2002 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, bilahare......’in temellük ettiği payı 01.05.2006 tarihinde birleşen davanın davalısı İbrahim’e, adı geçenin de birleşen davanın davalısı ......a sattığı, davalı ...’nın ise temellük ettiği 15/450 payı 14.10.2003 tarihinde birleşen davanın davalısı ......’a, adı geçenin de 07.03.2012 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye devrettiğini, dava konusu devirlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında iptal ve tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama aşamasında davalı ... hakkındaki davalarından ...... edip, birleşen davanın davalısı ...... hakkındaki davalarını da tazminata dönüştürmüşlerdir.
    Davalılar, dava konusu devirlerin muvazaalı olmadığını, satış bedellerinin ödendiğini, mirasbırakanın ......de yaptırdığı ev nedeniyle paraya ihtiyacı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...Somut olaya gelince, sözlü yargılama ve hüküm için tayin edilen 10.12.2013 tarihli celse için önceki duruşmada hazır bulunmayan davalı ...!a 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 186/1. maddesi kapsamında davetiye tebliğ edilmeden sonuca gidilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı ... hakkındaki davanın ...... nedeniyle reddine, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle kayıt maliki davalılar ........., ......, ...... ve ...... bakımından tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, davalı ... yönünden ise tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’nun 140/450 paydaşı olduğu 1112 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 24/450 payı davalı ...’a, 19/450 payı davalı ......’e, 15/450 payı davalı ...’ya, 19/450 payı davalı ...’e 13.12.2002 tarihinde, 19/450 payı ise 16.12.2002 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devrettiği, taşınmazın halen 63/450 payının mirasbırakan adına kayıtlı olduğu, davalılardan ......’ın payını 01.05.2006 tarihinde davalı ...’e, İbrahim’in de 08.05.2009 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, yine davalı ...’nın payını 14.10.2003 tarihinde davalı ...’a, ......’ın da 07.03.2012 tarihinde dava dışı ......’e satış suretiyle devrettiği, 1930 doğumlu murisin 06.11.2007 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davalı oğulları ......, ......, ...... ve ......... ile......’den olma torunları............ ve ......, dava dışı kızı ......, kızı ......’den olma dava dışı torunu ...... ile davacı kızları .........’in kaldıkları anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı ... sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı......... Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

    Öte yandan muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. HMK 190. madde ve TMK 6. madde hükümleri gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
    Somut olayda, mirasbırakan ...’nun dava konusu taşınmaz dışında adına kayıtlı başkaca taşınmazların bulunduğu, çekişmeli taşınmazın 140/450 payı muris adına kayıtlı iken toplamda 96/450 payı temlik ettiği, 44/450 payın halen mirasbırakan adına kayıtlı olduğu, tanık anlatımlarına göre işlemlerin gerçek satış niteliğinde olduğu, mirasbırakanla davacılar arasında bir problem olmadığı, bir başka ifade ile mirasçılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı gibi mirasbırakanın davalılara yaptığı temliklerin muvazaalı yapıldığının da davacılar tarafından usulünce ispat edilemediği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, mirasbırakan ......’in davalılara yapmış olduğu temliklerin mal kaçırma amaçlı olmadığı ve gerçek satış niteliğinde olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalılar ...... ve ......ın yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi