1. Hukuk Dairesi 2018/2373 E. , 2018/12662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.12.2014 gün ve 2012/280 Esas - 2014/455 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 19.02.2018 gün ve 7805-1009 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın temyizi üzerine Dairece hükmün onanmasına ilişkin olarak verilen karara karşı davalılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalıların, vekilleri Av. ... Özceyhan vd.ni ... 2. Noterliğinin 05.01.2018 tarihli azilname ile vekillikten azlettiği, azledilen vekillere Dairemizin 19.02.2018 gün ve 7805-1009 sayılı ilamının 09.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, anılan vekillerin 16.04.2018 tarihli dilekçe ile vekillikten azlediklerini bildirerek azilnameyi dosyaya sundukları, ardından davalıların yeni vekilleri Av. ..."ın 18.04.2018 tarihli dilekçe ile vekaletnamesini dosyaya ibraz ederek Daire ilamının kendilerine tebliğini talep ettiği ve 19.04.2018 dilekçe ile karar düzletme talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesine göre avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.
Yine aynı Kanunun avukatın vekaletten çekilmesini düzenleyen 41.maddesi gereğince, belli bir işi takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren onbeş gün süre ile devam eder.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Vekilin azli ve istifasının şekli” başlıklı 81. maddesinde; “Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur” düzenlemesine yer verilmiş, aynı Kanun"un 75. madde hükmü ise; “Dava için birden fazla vekil görevlendirilmiş ise vekillerden her biri, vekâletten kaynaklanan yetkileri, diğerinden bağımsız olarak kullanabilir. Aksi yöndeki sınırlamalar, karşı taraf bakımından geçersizdir” şeklindedir.
Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11.maddesinde; "“Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır...” şeklinde yasal düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda; vekillik görevinin devam ettiği kabul edilen davalılar vekili Av. ... Özceyhan"a onama ilamının 09.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığından, bu tebligat ile 15 günlük karar düzeltme süresinin başladığının kabulü gereklidir. Av. ... Özceyhan"ın vekillikten istifa ettiği veya azledildiğine yönelik bir belge anılan vekile usulünce yapılan tebligattan etibaren karar düzeltme süresi dolmadan dosyaya sunulmadığından, yukarıda açıklanan HMK’nın 81. madde hükmü uyarınca, vekilin azli veya istifası, usule uygun şekilde bildirilmediğinden mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade etmeyecektir.
Hal böyle olunca, HUMK."nun 440. maddesi gereğince yasal sürenin geçirildiği anlaşılmakla karar düzeltme isteğinin süre yönünden REDDİNE, 20.09.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
-KARŞI OY-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının ispat edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın, davalılar vekilince temyizi üzerine, hükmün onanmasına ilişkin karara karşı, davalılar karar düzeltme talebinde bulunmuşlardır.
Uyuşmazlık, azledilen davalılar vekiline Yargıtay ilamının tebliğ edildiği tarihte vekillik görevinin devam edip etmediği, tebligatın usulüne uygun olup olmadığı, karar düzeltme talebinin süresinde olup olmadığına ilişkindir.
Davalılar vekilleri Av. ... Özceyhan ve Av. ...... Karakaya,, davalılar ...... ve ... tarafından ... 2. Noterliğinin 05.01.2018 tarihli azilnamesiyle vekillikten azladilmişlerdir.
Azledilen vekillere, Yargıtay ilamının 29.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, vekillerin 16.04.2018 tarihli dilekçeyle, vekillikten azledildiklerini bildirerek azilnameyi mahkemeye sundukları, davalı asillerin 18.04.2018 havale tarihli dilekçeyle Yargıtay ilamının tebliğini talep ettikleri, davalılar vekili olarak Av. ..."ın 16.04.2018 tarihli vekaletname ve 19.04.2018 havale tarihli karar düzeltme dilekçesini mahkemeye verdiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun, “Vekilin azli ve istifası şekli” başlıklı 81.maddesi, ”Vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur.” hükmünü, “Vekilin azli” başlıklı 83. maddesi de,“Vekil ile takip edilen davada, vekilin azli halinde vekalet veren, davayı takip etmez ve iki hafta içinde bir başka vekil görevlendirmez ise tarafın yokluğu halinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır.” hükmünü içermektedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunun 41. maddesinde, ”Belli bir takipten veya savunmadan isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğden itibaren onbeş gün süre ile devam eder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 11. maddesinde, vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı düzenlemesi bulunmaktadır.
Ayrıca, Anayasa"nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş, yine taraf olduğumuz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde de, herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme hakkı güvence altına alınmış olup, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkının, adil yargılanma hakkı kapsamında olduğu belirtilmiştir.
Açıklanan yasa hükümlerinde, iş sahibinin bazı haklarının korunması yönünde vekillikten çekilen vekilin görev süresinin 15 gün daha devam edeceği ile ilgili düzenleme bulunmasına karşın, azledilen vekilin sorumluluğu ile ilgili bir süre bulunmamaktadır.
Azil, vekil eden tarafından vekillik görevinin sona erdirilme iradesi olup, vekil eden davalıların, 05.01.2018 tarihinde noterde düzenlenledikleri azilname ile davalı vekillerinin vekalet görevi son bulmuştur. Bu tarihten sonra azledilen vekillerin müvekkili leh ve aleyhine işlem yapması mümkün değildir. ... 2. Noterliğinin, 05.01.2018 tarihli azilnamesiyle davalılar vekilleri, vekillikten azladilmiş olmakla, azledilen vekillere 29.03.2018 tarihinde yapılan tebligat usulsüz tebligat niteliğinde olduğundan, usulsüz tebligatla kanuni süreler işlemeye başlamaz. Bu durumda, davalıların 19.04.2018 tarihinde karar düzeltme kanun yolu başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, davalıların 05.01.2018 tarihinde vekillerini azlettikleri, 16.04.2018 tarihinde azilnamenin mahkemeye verildiği, davalı asillerin 16.04.2018 tarihinde düzenlenen yeni vekaletneme ile yetkilendirdikleri vekilleri tarafından 19.04.2018 tarihinde yapılan karar düzeltme talebinin süresinde olduğunun kabulüyle, karar düzeltme incelemesinin yapılması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, süre yönünden karar düzeltme talebinin reddine ilşkin çoğunluğun kararına katılmıyoruz.