11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/2738 Karar No: 2018/3826 Karar Tarihi: 24.04.2018
Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/2738 Esas 2018/3826 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/2738 E. , 2018/3826 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık HÜKÜM : Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan; beraat Dolandırıcılık suçundan; mahkumiyet Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan; beraat
1-Sanıklar hakkında “Dolandırıcılık“ suçundan kurulan hükümlere yönelik katılan ... vekili ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. ve TCK"nın 7. maddeleri hükümleri karşısında; sanıklara yüklenen "Dolandırıcılık“ saçunun suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 157/1. maddesindeki cezasının türü ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu ve aynı Kanunun 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği 11.10.2005 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan ... vekili ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanıklar hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 67. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 2-Sanık ... hakkında “Resmi Belgede Sahtecilik“ suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Sanık ...‘in katılana kendisini avukat olarak tanıtarak, katılanın işyeri elektrik aboneliği işlemlerinin ... kurumu tarafından gerçekleştirilmemesi hususundaki sorununun çözümü için dava açacağını söyleyerek katılan ile anlaştıktan sonra, ... Noterliğinin 06.10.2005 tarih ve ... yevmiye sayılı vekaletnamesi ile müşteki avukat ... ve avukatlar ... ve ... adına vekaletname çıkartmasını sağlaması, bu vekaletnameye istinaden de müşteki ...‘in bilgi ve rızası dışında İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben yazdığı 23.05.2006 tarihli dilekçede müştekinin yerine imza atmak suretiyle ile dava açması şeklinde gerçekleşen eylemine ilişkin olarak resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasında; sanığın suç tarihinde müşteki ...‘in bürosunda çalıştığını ve suça konu dilekçe ile davayı avukatın kendisinin açtığını savunmasına karşın, müştekinin sanığın büroları ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, davaya ilişkin olarak bürosuna tebligat gelmesi ile olaydan haberdar olduğunu ve mahkemeye bir dilekçe ile durumu bildirdiğini beyan etmesi, katılan ...‘un dava açılması hususunda sanık ile muhatap olduğunu, sanığın kendisini avukat olarak tanıttığını söylemesi, dosya içerisinde mevcut 09.06.2014 tarihli grafolojik inceleme raporuna göre, suça konu dava dilekçesinde müşteki adına atılı imzanın müşteki ve sanığın eli ürünü olmadığının tespit edilmesine karşın, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi‘nin suça konu dilekçenin de içerisinde bulunduğu 2006/280 Esas sayılı dava dosyası içerisinde bulunan ve iddianame konusu yapılmayan 21.03.2007 ve 17.05.2007 tarihli dilekçelerde yer alan imzaların sanığın eli ürünü olduklarının belirlenmesi karşısında, sanığın tüm unsurları ile sübut bulan zincirleme şekilde “özel belgede sahtecilik“ suçundan mahkumiyeti yerine, suça konu dilekçedeki imzanın sanığa ait olmadığından bahisle ve suç vasfında da yanılgıya düşülerek sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan beraat hükmü kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 24.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.