14. Hukuk Dairesi 2015/15663 E. , 2018/4145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.07.2002 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair kararın temyizi üzerine temyiz isteminin reddine dair verilen 28.08.2015 günlü ek kararın ve kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ... ile 18.03.1999 gün ve 8674 yevmiye sayılı ... Noterliği’nde düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalının 463 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve paylarının satışını vaat ettiğini, edimini yerine getirdiğini ancak davalının tapuyu devretmediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini istemiştir. Davalı ..."nın yargılama sırasında 24.04.2003 tarihinde ölümü nedeniyle davacı dışındaki mirasçısı ..."ya husumet yöneltilmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin kararı temyiz eden dahili davalı ..."nın temyiz isteminin, karar temyiz edilmeksizin kesinleştiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazın aynına ilişkin davalarda husumet taşınmaz malikine, malikin ölü olması halinde de mirasçılarına karşı yöneltilmesi gerekir. Davacının yatırdığı gider ile dava veya dahili dava dilekçesi davalıya tebliğ edilir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesince tebliğ, muhatabın bilinen en son adresine, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilerek buraya yapılır.
Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilmesiyle davalı anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkını kullanabilir hale gelir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için yasaya uygun biçimde davet etmeden davayı sonuçlandıramaz. Davalıya usulünce dava dilekçesi tebliğ edilmeden yargılama yapılması HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen savunma hakkına aykırılık oluşturur.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, nüfus kayıtlarından annesi olduğu anlaşılan davalı ... ile düzenledikleri satış vaadi sözleşmesine dayanarak taşınmazın adına tescilini istemiştir. ..."nun yargılama sırasında ölümü üzerine davacı dışındaki diğer mirasçısı ...’ya husumet yöneltilmiştir. Davalı ..."nın yurtdışında yaşadığı sunulan pasaport fotokopilerinden ve dosyada mevcut 28.02.2004 tarihli emniyet araştırmasından anlaşılmaktadır. Ancak, davacı kardeşi olan davalı ...’ın adresini hatalı bildirmesi üzerine murisin mirasçısı olmayan ...’ya dava dilekçesi tebliğ edilerek yargılama yapılmış yine aynı kişiye gerekçeli karar tebliğ edilerek hüküm kesinleştirilmiş ise de; davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesi uyarınca usulüne uygun tebliğ yapılmadığından kararın kesinleştiğinin kabulü doğru değildir.
Bu nedenle, davalıya yapılan usulsüz tebligat karşısında, mahkemece verilen hüküm kesinleşmiş olmayacağından davalının temyiz isteminin reddine ilişkin 28.08.2015 günlü ve 2004/719-747 Esas - Karar sayılı ek kararın kaldırılmasına karar verilerek temyiz incelemesine geçilmiştir.
“Hukuki dinlenilme hakkı” başlığını taşıyan HMK’nın 27. maddesinin 2. bendinin (a) fıkrası yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması hükmünü taşımaktadır.
Somut olayda, davalıya dahili dava dilekçesi usulüne uygun biçimde tebliğ edilmeden, davalının yargılamadan bilgisi bulunmadan yokluğunda yargılama yapılması HMK’nın 27. maddesi hükmüne açıkça aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.