12. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/33393 Karar No: 2013/40204
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2013/33393 Esas 2013/40204 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2013/33393 E. , 2013/40204 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 10. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 10/04/2013 NUMARASI : 2012/893-2013/278
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlular icra mahkemesine birlikte başvurarak, takibe konu bonodaki imzaların şirket temsilcisine ait olmadığını ve bonoda ...’ın ismi geçmediğinden borçlu olarak gösterilemeyeceğini belirterek takibin iptalini talep etmişler, mahkemece, borçlulara gönderilen ödeme emri tebligatlarının usulsüz olduklarının tespitine, borçlu şirketin imzaya ve borca itirazlarının reddine, borçlu ....yönünden ise takibin iptaline karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK"nun ""Taleple Bağlılık İlkesi"" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında ""Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir"" hükmüne yer verildiği, aynı Kanunun 297/c maddesinde ise kararın; ""Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri"" içermesi gerektiği belirtildiğinden mahkemece, taleple bağlılık ilkesi gereğince taleplerle sınırlı olarak inceleme yapılarak karar verilmesi gerekir. Somut olayda, borçluların dilekçesinde usulsüz tebligata ilişkin bir şikayet bulunmadığından, borçlular vekilinin daha sonra sunmuş olduğu 11/03/2013 tarihli dilekçesinde usulsüz tebligat yapıldığını ileri sürmesi nedeniyle mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin incelenerek buna ilişkin hüküm tesis edilmesi doğru değildir. Ancak borçlular dilekçelerinde usulsüz tebligatla ilgili olarak ayrı bir şikayette bulunduklarını bildirdiklerinden mahkemece, borçlular vekilinden, söz konusu şikayet dosyası ile ilgili bilgi alınıp, bahse konu şikayet dosyası celp olunarak oluşacak sonuca göre borçluların esasa yönelik itirazlarının değerlendirilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.