4. Hukuk Dairesi 2015/1667 E. , 2016/1545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat .... tarafından, davalı ... aleyhine 25/11/2004 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/11/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, haksız fiil nedeni ile uğranılan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından sopa ile vurulmak suretiyle elmacık kemiğinde kırık oluşacak şekilde yaralandığını belirtilerek uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazminini talep etmiştir.
Davalı, davacının haksız yere kendisini suçladığını, yaralanmasının ağır olmadığını, ceza dosyasında bulunan Adli Tıp Raporuna göre hayati tehlikeye maruz kalmadığını, çıkar elde etmek için tazminat istediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 16.069,04 TL tedavi gideri ve 159,10 TL geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmiştir.
Mahkemece maddi tazminat yönünden hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının aylık net gelirinin tam olarak belirlenemediği gerekçesiyle asgari ücret üzerinden 15 günlük geçici işgöremezlik tazminatının hesaplandığı, davacının olay nedeniyle yaptığı tedavi giderleri toplamının 16.069,04 TL olduğu belirtilmiş ise de; söz konusu bilirkişi raporunun tek sayfadan ibaret olup, içeriğinde davacının öğrenci servis taşımacılığı işi dışında başka herhangi bir iş ile iştigal edip etmediği hususunun dikkate alınmadığı ve hesaplanan tedavi gideri toplamına hangi belgeler esas alınarak, ne şekilde ulaşıldığının denetime elverişli olacak şekilde gösterilmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla mahkemece alınan bilirkişi raporu yetersiz olup, hükme esas alınmaya elverişli değildir.
Bu nedenlerle; mahkemece, davacı tarafından dosyaya sunulan tedavi giderlerine ilişkin fatura ve belgelerin hangilerinin olayla ilgili olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılmalı, gerekirse bu konuda doktor bilirkişiden bir rapor alınmalı, davacının iş ve gücünden kaldığı süre bakımından talep ettiği maddi tazminat yönünden, yaralandığı dönem itibariyle öğrenci servis taşımacılığı dışında başka bir iş ile iştigal edip etmediği araştırılmalı, oluşacak sonuca göre tazminat miktarı hesaplanmalıdır. Mahkemece, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b) Yerel mahkemece; yaralama olayı nedeniyle davacının derin bir üzüntü ve manevi acı yaşadığı, davalının eyleminin kasıtlı olduğu, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkeleri gerekçesiyle davacının 20.000,00 TL manevi tazminat isteminin tamamının kabulüne karar verilmiştir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu edilen olayda; olay tarihi, olayın meydana geliş şekli, davacının yaralanmasının niteliği ve derecesi ile yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alındığında davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a) sayılı bentte gösterilen nedenlerle taraflar, (2/b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA; tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 11/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.