21. Hukuk Dairesi 2016/16438 E. , 2017/6170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenler ile, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalı .... Şti’nin tüm ve davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, iş kazası sonucu sigortalının vefatı nedeniyle hak sahibi yakınlarının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile; davacı çocuk ...‘in maddi tazminat talebinin reddine, çocuklar ..., ... ve ... için takdiren 5.000,00 er TL. manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından 31/03/2015 tarihli kararda sair yönlerinde bir hata bulunmamakla birlikte,
1- İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup , faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Olay tarihinin 09/05/2006 olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacılar dava dilekçesinde hüküm altına alınacak tazminatlara 09/05/2006 tarihinden itibaren faiz işletilmesini istemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, hüküm altına alınan tazminatlara uygulanacak faizin başlangıç tarihinin yazılmaması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Diğer taraftan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10. Maddesinde, manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi olarak hesaplanacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda; davalı .... Şti vekili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hem maktu vekalet ücretine hem de nispi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK"nın geçici 3. maddesi delaletiyle HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda yapılan açıklama gereğince:
1- Hüküm fıkrasının, 1 numaralı bendi tamamen silinerek yerine,
“Davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine,
Paranın satın alma gücü, davacı ve davalının maluli içtimai durumu davacıların müteveffa işçinin ölümü seebbiyle yaşadıkları acılar nazara alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne,
5000 er TL manevi tazminatın 09.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine “tarih ve sözcüklerinin yazılmasına,
2-Hüküm fıkrasının vekalet ücretlerinin tespitine ilişkin “Davalı vekili için takdir edilen 1500,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ” hükmünün karardan çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflara yükletilmesine, 12.09.2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.