1. Hukuk Dairesi 2015/13570 E. , 2018/12635 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ...... iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ...... iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, taşınmazı gerçekten satma iradesi bulunmasına karşın ......da işlem tekemmül ettirildikten sonra çeşitli sebepler ileri sürülerek davalı tarafın satış bedelini ödemediğini ve kendisini hileli davaranışlarla dolandırma yoluyla taşınmazın mülkiyetini devretmek zorunda bıraktığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. O halde iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimine göre davada dayanılan hukuki sebebin hile olduğu açıktır.
Bilindiği üzere; hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. TBK"nun 36/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable ......) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Anılan husus resmi belgeler yönünden de Türk Medeni Kanunu"nun 7/2 maddesinde dile getirilmiştir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir.
Somut olaya gelince; 1948 ada 1 parseldeki 7 nolu bağımsız bölüm davacı adına kayıtlı iken davalı ile 75.000,00 TL satış bedelinde anlaşmaları üzerine 02.01.2014 tarihinde ... ...... Müdürlüğü"nde biraraya geldikleri, satış bedelinin istenmesi ile paranın dükkanda olduğu ve dükkana gidildiği takdirde verileceğinin beyan edilmesi üzerine akdin imzalandığı, dükkana gidilmek üzere hareket edildiğinde davalının pancar parasını aldıktan sonra vereceğini bildirerek davacıyı gönderdiği, her ne kadar davalı tarafından satış bedelinin ödendiği savunulmuş ise de, bunun yazılı bir belge ile kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, satış bedeli (semen) satışın asli unsurlarından birisidir. Semen ödeneceği düşüncesi uyandırılarak taşınmazın mülkiyetinin naklinin sağlanması ve ondan sonra semenin ödenmemiş olması yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde iradeyi fesada uğratan sebeplerin gerçekleştiğinin kabulünü gerektirir.
Bir başka ifade ile, elbetteki taraflarca bedelin yani semenin sonra ödeneceği kararlaştırılabilir. Böylesi bir durumda TMK"nun 893. maddesi hükmü uyarınca satış bedeli üzerinden ipotek yaptırılması mümkün bulunduğu gibi, TBK"nun 246. maddesi delaletiyle 235. maddesi hükmü gereğince bedel ödenmediği takdirde taşınmazın mülkiyetinin iade edileceğine dair ihtirazi kayıt konulabilir. Böylesi bir olgu ......nun iptali ile eski malike intikaline olanak sağlar ise de koşulsuz olarak bedelin sonradan ödenmesi taraflarca kararlaştırılmış ise satıcının hakkı bedel olup ödenmemesi halinde yasal yollara müracaat ederek tahsili sağlanabileceğinden, ödememe ...... iptal ve tescilin hukuki nedenini teşkil etmez. Oysa, somut olayda; bedelin ileriki tarihlerde ödeneceğine dair taraflar arasında bir anlaşma bulunmamakta, hemen ödeneceği yönünde davacıda bir kanı uyandırılarak kayıt maliki bir oldu bittiye getirilmek suretiyle temlikin sağlandığı görülmektedir.
Tüm bu açıklamalar karşısında temlikin hile ile gerçekleştirildiği sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 20.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.