Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/25286
Karar No: 2022/1731
Karar Tarihi: 01.03.2022

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2021/25286 Esas 2022/1731 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2021/25286 E.  ,  2022/1731 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
    HÜKÜM : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyet

    İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hükümlerin suça sürüklenen çocuklar müdafileri ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmesi ve suça sürüklenen çocuklar müdafilerince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte suça sürüklenen çocuklar müdafilerinin yerinde görülen talebine istinaden duruşmalı yapılan değerlendirmede başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
    Muhakeme safahatını yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, iddia ve savunma ile tüm delillerin eksiksiz olarak kararda gösterildiği, hükmedilen cezaların nevi ve miktarları itibarıyla kanuni sınırlar içinde tayin edildiği anlaşıldığından, suça sürüklenen çoçuklar müdafileri ve katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen temyiz talepleri ile müdafilerin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunmalarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 01.03.2022 tarihinde Üye ...'un karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Suça sürüklenen çocuklar hakkında ağza organ sokarak nitelikli cinsel istismar suçundan TCK’nun 103/2, 103/3 maddelerinden verilen cezaların ayrıca birbirlerinin suçlarında iştirak ettikleri ve haklarında zincirleme suç oluştuğu kabul edilerek TCK’nun 43/1 fıkrasından da artırım yapılması hukuki sorunu oluşturmaktadır.
    Sürdürülen uygulamaya göre, cinsel saldırı veya cinsel istismar suçunu birden fazla kişinin birlikte işlemesi halinde faillerden her biri ayrı ayrı cinsel saldırı veya istismar suçundan ve ayrıca suçu birlikte işlemekten cezalandırılıp sonrada birbirlerinin fiiline iştirak ettikleri gerekçesiyle zincirleme suç hükümlerine göre bir daha cezalandırılmaktadır. Birden fazla kişinin aynı mağdura yönelik peş peşe birlikte işlediği cinsel saldırı veya istismar suçlarında faillerin suçunun tek olmadığı, her bir failin mağdura yönelik cinsel suçunun müstakil olduğu, faillerden her birinin diğerinin işlediği cinsel suça ayrıca iştirak ettiği, bu nedenle de her bir failin bizzat işlediği suçtan başka, diğer failin suçuna iştiraki zincirleme suç kabul edilmektedir. Sürdürülen bu uygulama nedeniyle birlikte cinsel saldırı veya cinsel istismar suçunu işleyen faillerin her biri, ayrıca TCK'nun 43/1 fıkrasından sorumlu tutulduğu için kanunda öngörülen yaptırımdan daha ağır şekilde cezalandırılmaktadır.
    Zincirleme suçun kanunda ifade edilen uygulanma şartları, yorumla genişletilemez. Cinsel istismar veya saldırı suçları, bazen iştirak iradesi altında birden fazla kişinin önceden verdikleri karar ile işlenmektedir. Birden fazla kişinin suçu işlemede işbirliği yapması, mağdurun üzerinde faillere suç işleme kolaylığı sağlamakta ve mağduru faillerin etki altına almasını kolaylaşmakta, direnç göstermesini önlemekte, direnç gösterse bile bu mukavemetin aşılması ve suçun işlenmesi kolaylaşmaktadır. Bu nedenlerle kanun, birden fazla kişinin birlikte işlediği cinsel saldırı veya istismar suçunda bu durumu cezada bir artırım nedeni olarak düzenlemiştir. Suçun temel cezası, birden fazla kimsenin birlikte işlediği cinsel saldırı veya istismar suçunda TCK'nun 102/3-d veya 103/3-a fıkrasına göre yarı (1/2) oranında artırım gerektirmesi etkili ve ağır bir sonuç doğurmaktadır.
    Zincirleme suçtan dolayı faile verilen cezayı en az 1/4 ve en fazla 3/4 oranında artırabilmek için "aynı suçun değişik zamanlarda aynı kişiye karşı birden fazla kez işlenmesi" gerekir. TCK'da zincirleme suç ile ilgili kurallar failin lehine konulmuş hükümlerdir. Gerçekte failin aleyhine sonuç veren ve cezayı ağırlaştıran her hareketin bir neticesi ve suç kabul edilen her neticeye bir ceza verilmesi ilkesine zincirleme suç istisna getirmektedir. Ceza kanunlarında failin lehine cezaların adaletli ve hakkaniyetli verilmesini sağlamak amacıyla düzenlenen bu kurumun failin aleyhine sonuç verecek şekilde yorumlanması ve uygulanması kurumun kanuna konuluş mantığıyla bağdaşmamaktadır.
    TCK'nun 43/1. fıkrasında düzenlenen zincirleme suç ancak "farklı zamanlarda işlenen suçlarda" uygulanabilir. Birden fazla kişinin birlikte bir mağdura karşı işlediği cinsel saldırı veya istismar suçunda zaman farkı yoktur. Suça iştirak eden failler, tek bir suç işledikleri halde müstakil suçlar işlemiş gibi muameleye tabi tutulmaktadırlar. Farklı zamanlarda işlemesi halinde uygulanacak artırımın aynı yerde ve zamanda birbirinin peşi sıra faillerin birbirinden destek alarak işledikleri ve hukuki anlamda tek fiil sayılabilecek suçun farklı suçlar gibi ayrıştırılıp daha fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
    TCK'nun 102 ila 105 maddeleri arasında düzenlenen cinsel suçların cezaları fiille mukayese edildiğinde orantısız ve çok ağırdır. Bu yüzden ceza normunun yorum ve uygulaması kolay ve basit olmalı, cezayı suçla orantısız şekilde artırmamalıdır. Kanunda açıkça cezayı ağırlaştıran bir sebebe yer verilmemişse yorumla aleyhe cezayı arttıran eklemeler yapılmamalıdır. Birden fazla kişinin birlikte suç işlemesini düzenleyen TCK'nun 102/3-d veya 103/3-a fıkrasının uygulandığı hallerde faillere ayrıca bir de TCK'nun 43/1 fıkrasından ceza artırımı uygulanmamalıdır. Bu uygulama otomatik ve zorunlu hale getirilerek cinsel suç faillerinin çok ağır şekilde cezalandırılması hukukun genel ilkelerine, suç ile cezanın orantılılığına, insancıl ve insaflı uygulamaya aykırıdır.
    Failin işlediği fiilin tekliğinin kabul edilmesi kuraldır. Zincirleme suç, istisna olup asıl uygulama cezada hiç artırım yapılamamasıdır. Aynı mağdura karşı bir suçun birden çok kez işlendiği açık ve kesin ise ancak o zaman zincirleme suçun uygulanması mümkündür. Birden fazla failin birlikte işlediği cinsel saldırı suçunun tekliğinin kabulü asıl ve zorunludur. Suçun iştirak iradesi altında birden çok kişi tarafından birlikte işlenmesi, -toplu tecavüz- kanunda cezayı artıran bir sebep olarak zaten yer almaktadır. Birden çok failin birlikte işlediği tek bir neticenin iki farklı suç işlenmiş gibi bölünerek zincirleme suç hükümlerine konu edilmesi fiilin doğal birliğini bozmaktadır.
    Zincirleme suçun uygulanabilmesi için "amaçta ve zamanda birlik" kriterine göre "failin kastının yenilenmesi" gerekir. Birlikte suç işleyen faillerin kastı hiç bir şekilde yenilenmemektedir. İştirak iradesi altında hareket eden failler birlikte suçu işlemekte ve tek bir netice ortaya çıkmaktadır. Faillerin kastı ancak aradan belli bir süre geçtikten sonra aynı mağdura karşı yeni bir kast ile cinsel saldırı veya istismarda bulunmaları halinde yenilenmiş olur. Yani aynı mağdura karşı en az iki farklı zamanda birlikte faillerin cinsel suçu işlemeleri halinde yenilenmiş kast olabilir. Kaçırdıkları mağdura aynı zaman dilimi içinde aynı yerde sırayla tecavüz etmekte yenilenmiş bir kast olmayıp faillerden birinin tecavüz sırasında diğerini beklemesi ayrı bir suça iştirak değildir. Failin kastı yenilenmediği için faillerin zincirleme suçtan da sorumlu tutulmamaları gerekir.
    Zincirleme suçun oluşabilmesi için gereken "değişik zaman" kavramı içtihatla açıklığa kavuşturulmalıdır. Cinsel istismar veya cinsel saldırı suçlarında değişik zamanın kabul edilebilmesi için "en kısa ile en uzun sürenin" ne olduğu belirli olmalıdır. Uygulamada birlikte aynı kişiye tecavüz eden iki kişinin fiili değişik zamanda gerçekleşmiş kabul edilip zincirleme suç hükmü uygulanmakta ve failler ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Buna karşılık bir kimsenin yıllarca aynı kişiye yüzlerce tecavüzü de değişik zaman denilerek tek suç üzerinden zincirleme suç işlendiği gerekçesiyle artırılmaktadır. Sonuçta birlikte suç işleyen kişilerin her birine aynı kişiye yüzlerce kere suç işleyen failden çok daha ağır bir ceza verilmektedir. Mesela mağdura beş veya on yıllık bir sürede birkaç günde bir tecavüz eden kişinin cezası daha hafif kalırken birlikte iki kişinin bir kez işlediği tecavüz daha ağır şekilde cezalandırılmaktadır. Bu uygulamanın hukuki ve mantıki tutarlığı yoktur. TCK'nun 43/1. fıkrasında zincirleme suçun oluşması için gereken değişik zaman kavramı vuzuha kavuşturulmalıdır. Kanunun diğer maddelerinde yazılı başka hiç bir suçta zincirleme suç bu kadar kısa aralıkta işlenmiş kabul edilememektedir.
    Failin mağdura karşı işlediği fiil "kesintiye uğramışsa ve bir süre sonra aynı fail tarafından aynı mağdura karşı aynı suç işlenmeye devam edilirse" zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır. Birden fazla kişinin bir mağdura karşı iştirak iradesi altında işlediği cinsel saldırı veya istismar suçunda hiç bir kesinti olmayıp faillerin her birinin işlediği suçlar tek bir cinsel suçun parçalarıdır. Farklı suçlar ancak mağdurun vücudu üzerindeki failin hakimiyetinin sona ermesi ve ayrı bir kast ile farklı bir zamanda tekrar kurulması halinde mümkündür. Birlikte suç işleyen faillerin mağdurun vücudu üzerindeki hakimiyetleri, hiç bir şekilde sona erip yeniden kurulmadığından zincirleme suçtan bahsedilemez.
    Zincirleme suç için gereken "aynı suçun değişik zamanlarda aynı kişiye karşı birden fazla kez işlenmesi şartı" oluşmamıştır. Aynı mağdura karşı işlenmiş ayrı suçlar değil ortada faillerin iştiraken işlediği tek bir suç vardır. Mağdurun vücudu üzerinde işlenen cinsel saldırı veya istismar suçunda fail sayısının birden çok olması kanunda nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. İştirak sorumluluğu gereğince her bir fail işlediği fiilin cezasını almaktadır. Faillerin suça iştirak ederek suçun işlenmesini kolaylaştırması kanun tarafından dikkate alınmıştır. Ayrıca zincirleme suçun da oluştuğunu kabule götürecek hiç bir hukuki gerekçe yoktur.
    Türk Ceza Kanunu, tutarlı ve bütünlük içinde yorumlanıp uygulanmalı, mantıki içyapısına aykırı uygulamalar yapılmamalıdır. Cinsel saldırı veya cinsel istismar suçlarında da TCK'nun genel mantığı ve bütünlüğü korunmalıdır. Özellikli bir hususiyet gerektirmedikçe diğer suç tiplerinde genel hükümlerin uygulanması esasından ayrılarak fail aleyhine uygulamalar geliştirilmemelidir. Birden çok kişi birlikte bir kimseyi yaralar veya öldürürse failin her biri suça katkısına göre yaralama suçundan veya öldürmeden cezalandırılmaktadır. Bu halde ne birden çok kişinin suça iştiraki ne de faillerin her birinin diğerinin fiiline iştirakinden dolayı zincirleme suç uygulanmamaktadır. Yaralama, öldürme, işkence, yağma gibi suçlarda yorumla birden fazla kişinin birbirinin fiiline iştiraki zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerektirmemektedir. Birden çok kişinin birlikte suçu işlemesi kimi suçlarda (TCK'nun 106/2-c, 109/3-b, 119/1-c, 149/1-c, 188/5, gibi) nitelikli hal olarak kanunda düzenlenmişse de bu suçların hiç birinde birlikte suçu işleyen faillerin suçları ayrı suç sayılarak zincirleme suç hükümleri uygulanmamaktadır. Benzer başka hiç bir suçta uygulanmayan zincirleme suçun yorumla birden fazla kişinin birlikte işlediği cinsel suçlarda müstakar içtihat haline getirilmesi hukuken tutarlı ve mantıklı değildir.
    Çifte cezalandırma yasağına aykırılık konusuna gelince; Birlikte cinsel saldırı veya cinsel istismar suçunu işleyen faillerin her biri hakkında TCK'nun 102/3-d veya 103/3-a fıkrasının uygulandığı halde bir de TCK'nun 43/1. fıkrasına göre zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp cezalandırılması çifte (mükerrer) cezalandırmaya yol açmaktadır. Kanun birden fazla kişinin birlikte suç işlemesini 102/3-d veya 103/3-a fıkrasında nitelikli hal kabul etmektedir. Suçun temel cezası birden fazla kişi birlikte suç işlemişse yarı oranında artırılmaktadır. Bu düzenlemeye ilaveten yorumla zincirleme suçtan en az 1/4 ve en fazla 3/4 oranında cezada artırım yapmayı gerektiren uygulama tek fiilin birden çok cezalandırılmasına yol açmaktadır. Kanunda açıkça nitelikli hal olarak düzenlenmiş bir konunun ikinci kez failin aleyhine bir de zincirleme suç sayılarak cezada artırım sebebi yapılması TCK’nun 61/3 ve 10 fıkralarına çifte değerlendirme yasağına aykırıdır.
    Yukarıda açılanan nedenlerden dolayı TCK’nun 43/1 fıkrasından cezada yapılan artırımın bozulması yerine onayan sayın çoğunluğun görüşlerine iştirak etmiyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi