Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; kaçak elektrik bedeli ve normal tüketim bedelinin tahsili amacı ile, davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını; davalı tarafın da, bu takibe, itirazda bulunduğunu beyan ederek; itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından, davacı ile davalıların murisi arasında, davalıların murisinin "meskeni" ile ilgili abone sözleşmesi imzalandığı; dava konusu alacağın da, bu abone sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 4822 sayılı Kanun ile değişik, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen, amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde "mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve ekonomik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder." Satıcı; "kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar." "Tüketici ise, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek kişiyi ifade eder." şeklinde tanımlanmış ve yine anılan Yasanın 3/d maddesinde, "hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal veya hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olayda; davalıların murisine ait mesken ile ilgili abone sözleşmesi bulnduğundan, davalıların tüketici kabul edilmesi gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmakla; iş bu davada, Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görev ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında res’en gözetilir. Görev ile ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Mahkemece; bu ilke ve esaslar gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; işin esasına gidilerek yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.