4. Hukuk Dairesi 2015/13066 E. , 2016/1496 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 02/06/2015 gün ve 2014/11493-2015/7208 sayılı ilamıyla düzeltelerek onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan davacının karar düzeltme istemi reddedilmelidir.
2- Davalının karar düzeltme istemine gelince;
Dava, haksız eyleme dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin ksımen kabulüne dair kurulan hüküm davalının temyizi üzerine düzeltilerek onanmıştır. Davacı ve davalı kararın düzeltilmesini istenmiştir.
Davacı, davalının kendisi ile evli olduğunu bildiği halde dava dışı eşi ile birlikte olduğunu, davalı eylemlerinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunu iddia ederek, uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davacının iddialarını kabul etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre davalının, davacının eşi ile evli olduğunu bilerek birlikte olduğu hususu sabit görülerek davanın kısmen kabulü ile davacı yararına manevi tazminata hükmedilmiştir. Dairemizin 02/06/2015 tarih, 2014/14493 esas, 2015/7208 karar sayılı ilamında özetle; davalı ile dava dışı eşin birlikte neden oldukları zarar sebebiyle davacı yararına manevi tazminat ödetilmesine karar verilecek bulunmasına göre, konusu ve hukuki sebebi aynı olan eldeki davada hüküm altına alınan tazminat tutarının Aile Mahkemesi"nce hüküm altına alınacak tazminat ile tahsilde tekerrür olmamak üzere ödetilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru değil ise de anılan yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/son maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
TMK"nın 185. maddesine göre, “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler birlikte yaşamak, birbirlerine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” Aynı Yasanın 174. maddesine göre de, “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”
Evlenmeyle eşler arasında kurulan aile birliğinin taraflara yüklediği ödevlerin ihlali veya yerine getirilmemesi durumunda bu yükümlülüğü yerine getirmeyen eş yönünden Türk Medeni Kanunundaki sonuçları, boşanma ve boşanma sebebi olması durumunda, bu olaylar yüzünden kişilik haklarının saldırıya uğraması halinde manevi tazminat talep edilebileceğidir.
818 sayılı BK"nın 41. (6098 s. TBK m.49) maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine 818 sayılı BK "nın 49. (6098 s. TBK m.58) maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir.
Somut olaya gelince, davalının ve dava dışı eşin davacıya yönelik ve bütün olarak aldatma mahiyetindeki davranışlarının manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğinin tartışılması gereklidir. Yukarıda incelenen yasa maddeleri uyarınca, davacının dava dışı eşinin TMK"nın evlenmeyle eşe yüklediği ödevler arasında bulunan sadakat yükümlülüğünü ihlali nedeniyle, Yasanın 185. ve 174. maddeleri uyarınca boşanma sebebi ve istek halinde manevi tazminatı gerektirir nitelikte olduğu kuşkusuzdur. TMK"daki düzenleme, dava dışı eşin evlenme ile kurulan aile birliğinin tarafı olması sıfatından kaynaklanmaktadır. Zira dava dışı eş kendi iradesi ile bu birliğin tarafı olmayı kabul etmiş ve yasanın kendisine tanıdığı hak ve yükümlülükler altına girmiştir.
Davalının eyleminin manevi tazminatı gerektirip gerektirmeyeceğine gelince, davalının doğrudan davacının bedensel veya ruhsal bütünlüğüne yönelik hukuka aykırı bir fiilde bulunduğundan söz edilemez. Söz konusu Yasada yükümlülüğünü ihlal eden eşin eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişiler yönünden herhangi bir düzenleme getirilmemiştir.
Dava konusu eylemin gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.nın müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerinin de uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Zira, söz konusu Yasa"nın 50. maddesinde haksız fiil nedeniyle müteselsilen sorumluluğuna gidilebilecekler gösterilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal duruma göre, davalı zararın meydana gelmesinden asli olarak sorumlu tutulamaz. Yine yasa hükmünün aradığı anlamda iştirak hali de söz konusu olamaz. Zira iştiraken işlenebilir bir eylemin varlığının kabul edilebilmesi için, eylemin müstakilen ve asli olarak da işlenebilir olması gerekir. Ayrıca haksız fiil sorumluluğunu, geniş ve belirsiz bir kavram olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeye iştirak çerçevesinde değerlendirmek, bu sorumluluğu belirsiz hale getirecektir.
Açıklanan nedenlerle, 818 s. BK.49. (6098 s.TBK m.58) maddesine göre, davalının eylemi, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak kabul edilemez. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekir. Davalı yönünden kararın yukarıdaki gerekçeyle bozulması gerekirken, Dairemizce karar düzeltilerek onandığından karar düzeltme istemi HUMK"nun 440-442. maddeleri uyarınca kabul edilmeli; düzeltilerek onama kararı kaldırılmalı ve karar gösterilen nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle; davalının karar düzeltme isteminin HUMK’un 440-442 maddeleri uyarınca kabulüne, Dairemizin 02/06/2015 tarih, 2014/14493 esas, 2015/7208 karar sayılı düzelterek onama kararının kaldırılmasına, kararın davalı yönünden açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının karar düzeltme itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenle reddine ve aşağıda yazılı red karar harcının davacıya yükletilmesine, davalıdan peşin alınan red karar harcının istek halinde geri verilmesine 10/02/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 10/02/2016