11. Hukuk Dairesi 2018/2153 E. , 2018/4340 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23.03.2016 tarih ve 2015/214-2016/85 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı ... adına tescilli olan taşınmaz üzerine ipotek konulduğunu, taşınmazın aile konutu olduğunu, eşi tarafından ipotek tesisinin kendisinin bilgisi ve oluru dışında yapıldığını ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını dava ve talep etmiş; yargılama sırasında taşınmazın satılması nedeniyle talebini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL üzerinden alacak davası olarak ıslah etmiştir.
Davalılar yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı eş ile davalı banka arasında yapılan kredi sözleşmesinde davacı eşin imzasının olmadığı, banka tarafından ipotek konusu evin aile konutu olup olmadığına ilişkin bir araştırma yapılmadığı, ancak evin aile konutu olduğunun tanık beyanlarıyla anlaşıldığı ve aile konutu olarak kullanılan bir evin satılmasından kaynaklı zarardan sorumlu olacakları gerekçesiyle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, davalı olmadığı için aleyhinde hüküm kurulmayacağı yönünden tavzih talebinde bulunmuş, mahkemece tavzih talebi reddedilmiştir.
Asıl kararı ve tavzih talebinin reddi kararını, davalı ... A.Ş vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve tavzih talebinin reddine dair kararın yerinde bulunmasına göre, davalı vekilinin 08.06.2016 tarihli tavzih kararına yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-) Dava, aile konutu üzerine konulan ipoteğin terkini istemine ilişkin olup, dava taşınmaz üzerine ipotek koyduran eşe ve bankaya karşı yöneltilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, ancak davalı banka vekili, yargılamadan haberdar olmadıklarını, müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
T.C. Anayasasının 36. ve 6100 sayılı HMK’nın 27. maddelerinde, taraflar dinlenmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden, karar verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla kişinin kendisinden habersiz olarak yargılama yapılarak karar verilmesi kural olarak mümkün değildir.
Davalı banka adına dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliği için tebligat belgesi düzenlenmiş olmakla birlikte dosyada bulunan tebligat belgesinin üzerinde neden tebliğ edilemediğine dair hiçbir açıklama bulunmadığı, yargılama süresince davalı bankaya usulüne uygun şekilde hiçbir tebligat yapılmadığı gibi gerekçeli kararın dahi davalıya tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda davada usulüne uygun taraf teşkilinin sağlandığı söylenemeyeceğinden, davalının yokluğunda savunma hakkını kısıtlayacak şekilde yargılama yapılarak karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece, yargılama sırasında usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadığı göz önüne alınarak, davalı tarafa savunma hakkı tanındıktan sonra işin esasına girilip, sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-) Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tavzih kararına karşı temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan tavzih kararının ONANMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, 06.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.