Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12052
Karar No: 2018/1378
Karar Tarihi: 27.02.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/12052 Esas 2018/1378 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/12052 E.  ,  2018/1378 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü
    K A R A R-
    Davacı, davalı ile aralarındaki boşanma davası devam ederken dava konusu taşınmazın muvazaalı olarak teyzesinin torunu ..."ya devredildiğini belirterek, bu muvazaalı satışın iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacıdan boşandıklarını taşınmazı bedeli karşılığı sattığını, işlemlerde muvazaanın olmadığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davacıya tanıklarını bildirip hazır etmesi için iki celse olanak tanındığı davacının öninceleme duruşmasından sonra 6100 sayılı HMK"nın 140/5. maddesine göre verilen süre içerisinde gereken açıklamayı yapmadığı, sonraki celsede dinletecek herhangi bir tanığının bulunmadığını, mahkemeye dava dilekçesinin ekinde sunduğu tapu örneğinden başka bir belge ibraz edemediği veya davalının muvazaalı olarak taşınmazı devrettiğine ilişkin herhangi bir tanık dinletemediğinden delil sunulamayan ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.
    1-Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem
    niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir.Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK"nın 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK"nın 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK"nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK"nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.Somut olayda davacının talebinin TBK"nun 19.maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davası olduğuna göre muvazaalı işlemin diğer tarafı olan ..."nın da varsa daha sonraki maliklerinde davaya dahil edilip taraf teşkilinin sağlanması gerekirken taraf teşekkülü yapılmadan verilen karar usul ve yasaya aykırıdır.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden ve UYAP kayıtlarından, davacı ile davalı arasında ... Mahkemesi"nin 2009/107 Esas 2010/364 sayılı dosyası ile boşanmaya karar verildiği ve boşanmanın 19.12.2011 tarihinde kesinleştiği, yine aynı davanın devamı olarak 2011/414 Esas 2012/81 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının artırıldığı dolayı ile davacı lehine mali haklara hükmedildiği anlaşılmaktadır. Davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.Davacı 25.12.2014 tarihli oturumda keşfe yatıracak parası olmadığını beyan ettiğine ve ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/107 Esas 2010/364 Karar sayılı dosyasından yoksulluk nafakasına hükmedildiğine göre HMK"nun 334.maddesine göre beyanın adli yardım talebi olup olmadığının değerlendirilmesi de yapılması gerekirken, davacının Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 6.maddesinde de koruma altına alınan mahkemeye erişim hakkını zedeler şekilde yorum yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Öte yandan, davacı dava dilekçesine ekli olarak Tapu kaydı ve boşanma davası ile ilgili bilgilere yer vermiş, davacı tarafından verilen 25.04.2014 tarihli dilekçede ise gelini ..."ın dinlenmesini istediğini belirtmiştir. HMK"nun 243.maddesi (3) fıkrasına göre tanığı davet gerektiğinde telefon, faks veya elektronik posta gibi araçlardan yararlanarak çağrılabileceği hususunun değerlendirilmemesi de isabetsizdir.Davacı iddasında, davalı ile taşınmazı satın alan dava dışı ... arasında akrabalık bağı olduğunu iddia ettiğine göre, anılan şahısların nüfus kayıtlarının çıkartılması masraf gerektirmediği gibi satılan taşınmazda halen kendisinin oturduğu belirttiğinden bu hususun zabıta marifeti ile araştırılması mümkün bulunmaktadır.Davacı keşif deliline dayanmamıştır, mahkemece davanın aydınlanması için resen keşif yapılmasına karar verilmesi halinde HMK"nun 325.maddesine göre davalıdan veya onun yatırmaması halinde ilerde haksız çıkacak şahıstan alınmak üzere hazineden ödenmesine de hükmedebilir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi